Atatürk’e saygı göstermeyeni ne yapmalı
Herhangi bir şey birtakım aptal hocalar tarafından kutsal değer diye dayatılırsa, tekrar tekrar ve her gün ve yıllar boyunca durmadan dayatılırsa, bununla dalga geçmek bir vicdani görev haline gelir.
24 Eylül 2023 Pazar Sohbeti’nden alıntı. Pazar Sohbetleri kitap dizisinin sekizinci cildinde yer alacak (şimdilik beş cilt çıktı, kitapçılarda ve Amazon’da ).
*
Lise öğrencisi bir çocuğun Atatürk resmiyle yaptığı sersemlik için toplum tarafından kudurmuş bir şekilde linç edilmesinin hangi psikolojik ihtiyacı karşıladığına, bundan ötürü zindana atılmasının, TC’nin gelişmişlik düzeyiyle ilgili neyi gözler önüne serdiğine kısaca bir değinir misiniz?
Hadiseyi biliyorsunuz. Liseli bir çocuk, bayağı da yakışıklı bir genç, belli ki zeki ve fırlama bir tip, Atatürk resmini almış, bir yerine sürte sürte dalga geçmiş. Taşağıma kadar demek istemiş. Edepsizlik midir? Evet edepsizliktir. Evet, 17 yaşındaki her genç edepsizlik yapar. Evet, herhangi bir şey birtakım aptal hocalar tarafından kutsal değer diye dayatılırsa, tekrar tekrar ve her gün ve yıllar boyunca durmadan dayatılırsa, bununla dalga geçmek bir vicdani görev haline gelir. Toplumda piyon olmanın ötesinde bir istikbal vaat eden gençler, yani kendilerine verilen emirleri içselleştirip uygulamanın ötesinde bir kişiliği olan gençler, bu tür davranışlara özellikle yatkındırlar. Kim bilir, belki belli bir ideolojik formasyonun dışa vurumudur hadise, eğer öyleyse fazla ümitlenecek bir şey yoktur. Fakat diğer ihtimalle, zeki ve cesur bir çocuk olduğu için yapmış bunu. Davar olmadığını aleme göstermek için yapmış. Bana zorla bir şeyi dayatırsanız buna boyun eğmem demiş. Eğer öyleyse, aferin ona.
Bunun TC’nin gelişmişlik düzeyiyle ilgili bir şeyi gözler önüne serdiğini düşünüyor muyuz? Hayır düşünmüyoruz. Bütün dünya böyle. Böyle olmayan ülke yok. Öteden beri yoktu da şu ara hiç yok artık. Tüm insanlar, fırsat bulduklarında, çevrelerinden destek gördüklerinde, ahlaken kendilerini haklı hissettiklerinde her türlü puştluğu yaparlar. On yedi yaşındaki bir çocuğu linç çığlıkları arasında hapse attıracak kadar pisleşirler. Çünkü insanın içinde vardır kötülük.
İyi bir toplumsal yönetimin marifeti bu kötülük itkisinin su yüzüne çıkmasını önleyecek tedbirleri almaktır. Herhangi bir ideolojik değerin veya simgenin tek başına mutlak doğru olarak dayatıldığı herhangi bir sistemde o tedbirler fayda vermez. Yüzde yüz herkesin paylaştığı, herkesin üzerinde kutsal bir mutabakat sağladığı bir tane mutlak doğru varsa, bu doğru çekiçle kakar gibi sabah akşam insanların kafasına kakılmışsa, aksini söylemek riskli bir hal almışsa, o zaman kötülüğün kapıları ardına kadar açılır toplumda. Kafalara kakılan şey herhangi bir şey olabilir, Atatürk olabilir, din olabilir, feminizm olabilir, Siyonizm olabilir. İnsanların, “bu o kadar kutsal bir değer ki bu uğurda ben her türlü kötülüğü yapabilirim, tüm arkadaşlarım ve müdürlerim ve kanun kuvvetleri beni korurlar” diyebildikleri noktada faşizme kapı açılmıştır. Faşizm budur işte. Başka bir şey değildir.
Herhangi bir şekilde, toplumda uzun kulaklılarla kısa kulaklılar varsa, kısa kulaklılara karşı her türlü pisliği yapmak mübahtır ideolojisi yaygınlaşır ve herhangi bir dirençle karşılaşmazsa, bir süre sonra insanlar sırf spor için, sırf kötülük içgüdülerini tatmin etmek için kısa kulaklıları yağmalamaya, linç etmeye, öldürmeye, mallarına el koymaya, hapse attırmaya başlarlar. Bunu teşvik ederler, çok beğenirler bunu.
1930’larda Almanya’da Yahudi düşmanlığı neden tırmandı? Yahudiler hakkında önyargılar öteden beri vardı. Bazı insanlar Yahudi düşmanıdır, bir şey yapamazsın, hayatın bir gerçeği bu. Fakat asıl hadise, bunun bir ulusal isteriye dönüşmesi ve önündeki her türlü ahlaki frenin işlemez hale gelmesiydi. Kötülük potansiyeli insanların içinde her zaman var. Fakat toplumda bunun frenleri vardır. Frenler patladığında, bir inanç taassuba ve isteriye dönüştüğünde, ondan sonra neler olabileceğini kestiremezsiniz. Ve şu anda tüm dünya bu tehlikeyle karşı karşıyadır. Kimi yerde bunun simgesi Atatürk’tür, kimi yerde başka şeydir. Sosyal medyanın hayatımızda kazandığı önemin de etkisiyle linç grupları oluşturmak artık hem teknik olarak çok kolay, hem de ahlaken toplum bunlara karşı şerbetlendi, linçi çok doğal karşılamaya başladı.
Bu gidişi önleyecek olan nedir biliyor musunuz? Toplumda fikir ayrılıklarının mevcut olmasıdır. Tartışma geleneğinin var olmasıdır. Birisi kalkıp da haydi gelin kısa kulaklıları linç edelim dediğinde toplumda sözü dinlenen birtakım kişilerin, yok ama, kısa kulaklılar da bizim akrabamızdır, bazıları iyi insandır, yaptığınız şey ahlaken yanlıştır, kitabımıza aykırıdır, geleneğimize aykırıdır, siyaseten yanlıştır, ne bileyim, ekonomiye zarar verir, küresel ısınmaya sebep olur, vesaire diyebilmesi, bir tartışma yaratabilmesi, insanların kafasında bir ahlaki kuşku yaratabilmesi önemlidir. Bu imkan yoksa, tartışma ortamı ortadan kalkmışsa, herhangi bir ideolojik bahane, herhangi bir gelip geçici fikir modası dehşetli kötülüklere kapı açar. Bu olayda da bunun bir örneğini görüyoruz.
Neyse, ben çocuğun başına çok fazla bir şey geleceğini tahmin etmiyorum. Bir ay, iki ay tutarlar içeride. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın şartlarıyla tanışır. Türkiye’de hele hele gençliğinde birkaç ay hapse girmemiş olan bir insanın Türkiye koşullarına ayak uyduramayacağını ve uzun vadede bundan zarar göreceğini düşünüyorum. Hapse girmemiş olmanın eksiklik olduğunu düşünüyorum. Girmiş olması lazım ki tanısın. Nasıl bir ülkede yaşadığını bilsin.
(Pazar Sohbeti 24 Eylül 2023)
1) paralardan resmi kaldırıldı, 2) anıt heykelleri yıllar süren onarıma alınarak etraflarına perde çekildi, 3) Anıt-kabir projesi 12 yıl sürüncemede kaldı, 4) Atatürk zamanında gözden düşen Karabekir, Rauf Bey, Halide Edip ve başkaları milletvekili yapılarak onurlandırıldı.
Hocam,
İnönü yav böyle giderse millet heykellere çaput bağlayacak diye Atatürk ü neredeyse unutturmuştu, mezarını bile bırakın kalsın Dolmabahçe de demişti. Sanırım çok partili seçimlere bi 10-15 yıl erken mi başladık?
Yada Bayar-Menderes ikilisi Kemalizm i hortlattı mantığı ile bi talihsizlik olabilir mi?
Fikriniz ricası ile