Mikro-tarihten sayfalar: Bulanık, Kulp, Banoki beyliği
Geceleri ay ışığında soygun ve yol kesiciliğe çıktıklarında uzaktan ne oldukları anlaşılmasın diye tepeden tırnağa beyaz giyinirler.
Muş Bulanık’ın Türkçe kaynaklarda Leter, Ermenicede Latar diye geçen büyük köyü, şimdi Elmakaya kasabası. 1882 yılında İstanbul’da münteşir Masis gazetesinde şöyle bir haber çıkmış:
“Bulanıx’ın Latar köyünün Ermeni halkı bundan 43 sene evvel 300 hane Ermeni olduklarını ve huzur içinde ziraatle uğraştıklarını, fakat o tarihte Bitlis’ten gelen şeyhlerin İstanbul’dan alınmış bir fermana binaen köyün buğday ve otundan Bitlis’teki kendi tekkelerine aşar (yüzde on) ödenmesini talep ettiklerini beyan etmiş olup fermanda köyün mera ve arazilerinin onlara verilmesine dair bir hüküm yoktur. Geçen sene tapucu gelip 940 yıldan beri ecdat mirası olduğu çeşitli kayıtlarla belgelenmiş olan bu toprakları Ermenilerin üzerine tapu kılmıştır. Fakat şimdi aynı şeyhler Bitlis ve Muş’taki kadılar ve imamlar elinden aldıkları belgelere istinaden Ermenilere ait toprakları zorbalıkla kendi adlarına tapu ettirmişlerdir. Köylülerin Bitlis valiliğine ve Muş mutasarrıflığına yaptıkları başvurular cevapsız kalmıştır. Şeyhlerin köye yerleşmesinden beri köyün halkı peyderpey dağılmış, 300 haneden geriye sadece acıklı vaziyette 73 hane kalmıştır. Böyle devam ederse bu kalanlar da dağılacak, atalarının yurdunu ve beş adet kiliselerini terk edip gurbete göçeceklerdir.”
1902’de yazan Eprigyan o tarihte köyde 20-30 hane Ermeni kaldığını ve köyün mülkiyetinin ‘maruf şeyhlerde’ olduğunu bildiriyor.
Kimdir bu şeyhler diye bakıyoruz. 1859 tarihli bir belgede Leter köyünde Bulanıklı Şeyh Ahmed Efendinin uhdesinde bulunan Şeyh Hasan-ı Banoki zaviyesini tespit ediyoruz. Şeyh Hasan’ın yahut Kürtçe yazımıyla Mele Hesenê Banokî’nin türbesi Elmakaya’dan 8 km. uzakta olan Malazgirt’in Hasretpınar köyündeymiş. Halen evliyadan bir kişi olarak adak sahiplerince ziyaret ediliyor. A. Demir ve M. Mahfuz Söylemez’in Halveti Şeyhi Molla Hasan Banuki ve Zaviyeleri adlı eseri var, fakat pdf’ine ulaşamadığımızdan ne kadar objektiftir, ne kadar güvenilir, bir şey söyleyemiyoruz.
Basit bir öykü, akı karası belli. Normalde bu kadarı yeter deyip araştırmayı burada kesmemiz gerekir. Fakat Banoki adı bir şeyler çağrıştırıyor, deşmeye devam ediyoruz. Deştiğimize değiyor. Ğugas İnciciyan’ın 1806’da Venedik’te neşredilen Dünyanın Dört Köşesinin Coğrafyası adlı eserinin Diyarbekir tarafıyla ilgili bölümünde şöyle bir pasaja ulaşıyoruz. Kısaltarak aktaralım:
İskân Sancağı veya İsyan denilen bu yer Hazro’dan 1 menzil, Diyarbekir’den 4 menzil uzaktadır. Buradaki köyler halkı çoğunlukla Ermenidir, fakat çok azı Ermenice bilir. Umumi dil Kürtçedir. Ancak ismen Hıristiyandırlar, kiliseleri ve papazları yoktur, çoğu haç çıkarmayı dahi bilmez. Yılda bir kez Xaç yortusunda Hazro’daki kiliseye gidip iki üç gün orada kalır ve badarak ayini icra ettirirler; büyük eğlence düzenleyip durmaksızın tüfekle havaya ateş ederler. Sonra Aziz Havariler manastırını ziyaret ederler. İbadetleri bundan ibarettir. Ermeniler başlıklarına taktıkları beyaz bir bezle Müslümanlardan ayrılır.
Müslümanlar genellikle mızraklı süvari, Ermeniler piyade ve usta nişancıdır. Oğullarını beş yaşından itibaren bu meslekte yetiştirirler. Kimi çocukları eğitmek için, kimi idman amacıyla bütün gün bu işle uğraştıkları için dağlarda tüfek sesi hiç dinmez. Başlıca sanatları da budur, zira el emeğiyle değil haydutlukla geçinirler. Çiftçi, dokumacı vs. sanatkarlar son derece azdır; onlar da satış için değil kendileri için üretirler. Bedenen güçlü kuvvetli, uzun boylu ve endamlı, savaşta becerikli ve cesur insanlardır. Çocuklar dahil herkes her zaman silahlı dolaşır. Geceleri ay ışığında soygun ve yol kesiciliğe çıktıklarında uzaktan ne oldukları anlaşılmasın diye tepeden tırnağa beyaz giyinirler.
Savaş zamanında evlerinin eşyasını gizli yer altı küplerine gömerler. Saldırı karşısında duruma göre Ermeni veya Kürt mahallelerinden birini tahkim edip etrafına topraktan savunma duvarı yaparlar. Bu duvarı 7-8, hatta 12 kat ıslak halıyla örterler ki düşmanın top atışları zarar vermesin. Kadınları ve çocukları böyle tahkim edilmiş kasabada bıraktıktan sonra kendileri atlı ve yaya olarak aşağı inip geçit yollarını tutarlar. Sırayla savaşırlar, öyle ki süvariler yorulsa veya zayıflasa tüfekli piyadeler öne geçer, onlar zayıflayınca mızraklı süvariler saldırıya geçer. Bu esnada kadınlarla çocuklar kasaba içinde düşmana karşı yüksek sesle çığlıklar atıp neşeli havalar söyler. Savaşmayı o kadar severler ki düşmanın gelişini duyunca müjde duymuş gibi sevince kapılırlar.
Yol ve yolcu güvenliğini sağlamak için hükümet birçok defalar bunlara boyun eğdirmeye çalışmıştır. 1782’de Diyarbekir valisi diğer iki valiyle birlikte bunlara karşı 4500 kişilik bir kuvvet gönderdi. 8 gün savaştıktan sonra 500 kayıp verip hiçbir şey başaramadan geri döndüler. 1785’te tekrar deneyip tekrar başarısız kaldılar. Fakat 1798’de İskân Ağa’yı öldürmeyi başardılar (yerine oğlu geçti). Bu İskân Ağa’nın ülkesine Banokiler memleketi denir. Kaskân adlı Ermeni ve Kürt nüfuslu kasaba bunun içindedir.
Konu ilginçleştikçe ilginçleşiyor. Tarif edilen yer Banoki Kürt beyliği, bugünkü Kulp ilçesinin güney yarısı ile Lice’nin güneydoğu köşesi. Banoki hanedanı Osmanlılar Slîvan beyliğini dağıtınca ortaya çıkan oluşumlardan biri. 16. yüzyıl sonundan 18. yüzyıl sonuna dek beylik ve ocaklık olarak varlığını sürdürmüş. İskân Ağa öldürüldükten sonra peyderpey etkinliğini yitirmiş. Banokiler memleketi terk edip kuzeye doğru dağılmışlar. Bugünkü yerleşim alanları en çok Malazgirt ile Bulanık çevresi.
Özetle 1839 tarihinde Şeyh Hasan’ın Leter köyüne çökmesi daha büyük bir öykünün parçası imiş. Soru: Bey yahut ağa değil şeyh ve molla kimliğini seçmelerinin hikmeti nedir?
İskân nasıl isimdir çözemedim. Türkiye’de 2015 itibariyle bu ismi taşıyan 858 erkek var, hemen hepsi Van, Şırnak, Bitlis, Hakkari bölgesinde. “Oturtturma” anlamında iskân mümkün değil, acaba İskender mi demek?
Hi Sevan. Should I call you Prof. Sevan Nisanyan , Hoca, Dayi ,Historian ..?.I do not know. By the way, my nephew shares the same name we all loved. The photograph you shared is amazing. The subject is definitely very interesting. We are Torontonians tomorrow night having weather warnings...going to have about 25 cm. of snow.
Ünlü şarkılarda da beter bir köy diye geçer Leter:) Bu Leter neymiş diye düşünürdüm
Hevraz çûme Leter e
Berjêr çûme Leter e
Çi gundekî bêter e
Kûsi kirine deftere
Hay nik nana nik nanna
Kuştim, helandim nanna wey