Balkan Türklerinde çok yaygın olan bir Karaman'dan gelme miti var. Halbuki Osmanlı'nın Balkanlar'a iskan ettiği gruplar ekseriyetle Anatoli (Anadolu) Beylerbeyliği sınırlarından (Balkanlar'a iskan 17. asra gelindiğinde çoktan tamamlanmış olduğu için Kocaeli, Biga-Çanakkale ve İzmir'in henüz Anadoli Beylerbeyliği'ne dahil olduğu dönemde oldu) Osmanlı kayıtlarına göre, Karaman Eyaleti sınırlarından değil. O yüzden mesela Türk milliyetçiliği ile meşhur bir tarihçi olan Erhan Afyoncu bile Karaman'dan gelme mitini eleştirmişti. Balkan Türklerindeki Anadolu Türkü kökeni ekseriyetle Anatoli Beylerbeyliği topraklarından olmalı her halükarda. Balkan Türklerinin soylarının ekseriyetini oluşturan yerli Balkan kökeni ise bilindiği üzere ekseriyetle Bulgarlar ve Balkan Rumlarından geliyor.
* 19. yy sonlarında hazırlanan, etnik kökeni gösteren Balkan haritalarında niye belli etnik gruplar belli yerlerde yoğunlaşmış?
* 500 yıl süren Osmanlı hakimiyeti sırasında niye Balkanların tamamı Türkleşmedi?
* Osmanlı belgelerinde 15. yüzyılın başından itibaren ordu batıya doğru sefere giderken sakalık, devecilik, ordunun istihkakını sağlama gibi görevleri bulunan karşılığında yayla, yurt ve çeşitli olanaklar sağlanan Türk boylarından mütemadiyen bahsediliyor.
* "Balkan Rumu" kavramı da tartışmalı. Sevan hocanın Yunanistan'da "persona non grada" ilan edilmesiyle sonuçlanan yazısında belirttiği gibi Balkan Savaşı ve mübadele öncesi dönemde Tesalya'nın kuzeyinde yoğunlaşmış bir Helen/Yunan/Rum nüfus yok.
* Bunun dışında Osmanlı öncesi dönemde de Balkanlarda yaşayan Kumanlar, Kıpçaklar, Peçenekler gibi Türk boylarının varlığı Bizans kroniklerinde özellikle Bulgar-Bizans savaşları kapsamında sıklıkla geçiyor.
Nişanyan'ın bir Pazar Sohbeti'nde değindiği gibi Fransız Devrimi sonrasında milliyetçilik ve etnik köken gibi kavramlar öne çıkıp, Osmanlı'daki "millet" kategorizasyonu çağdışı kalınca daha önceleri kendilerini kısaca "Müslüman" diye tanımlayanların büyük kısmı etnik olarak da "Türk" kimliğini benimsiyorlar. Dolayısıyla ne kadarı iskan politikası sonucu gönderilenlerin torunu; ne kadarı müslümanlaşmış Slav, Ulah, Arvanit veya Helen vb., ne kadarı Osmanlı öncesi Türklerden kalmış konusu tek bir nedene indirgenemeyecek kadar çetrefilli.
Benim yukarıda yazdıklarımla nerelerde ayrıştığınızı pek anlamadım açıkçası. Balkanlar'ın neden sadece belli bir kısmının Türkleştiği, neden belli etnik grupların Balkanlar'ın belli yerlerinde yoğunlaştığı, Osmanlı kayıtlarında bugün Türk boyu tabir edebileceğimiz grupların Balkanlar'ın fethinden kısa bir süre sonrasından itibaren bahsedilmesi gibi konular benim yazdıklarımla çelişen şeyler değil, ben o konularla alakalı yazmadım bile yukarıdaki yorumumda. Anadolu'dan iskan Balkanlar'ın her yerine olmadı ve olduğu yerlere de eşit oranda olmadı, keza Balkanlar'ın yerli gruplarının Türkleşmesi de her yerde eşit oranda olmadı, olmalarını da bekleyemeyiz zaten, insan gruplarından bahsediyoruz, robotlardan değil. Balkanlar'a Osmanlı gelmeden önce de Balkanlar'da hali hazırda belli etnik gruplar belli bölgelerde yoğunlaşıyordu ayrıca. 15. asır başından itibaren Balkanlar'da Türk boyu tabir edebileceğimiz grupların Osmanlı belgelerinde bahsedilmesi de benim Anadolu'dan Balkanlar'a iskanın ekseriyetle Anatoli Beylerbeyliği topraklarından olduğu ifademle uyumlu zaten, Karamanoğlu Beyliği o dönemde Osmanlı hakimiyetine girmemişti henüz, o Fatih dönemini bulacaktı, Balkanlar'a Anadolu'dan iskanın en yoğun olduğu dönemde Karamanoğlu Beyliği henüz Osmanlı hakimiyetine kalıcı olarak girmemişti (Yıldırım Bayezid dönemindeki sadece birkaç yıl süren Osmanlı hakimiyetini saymıyorum).
Balkan Rumları Trakya'da ve bilhassa da doğu Trakya denen Trakya'nın bugünkü Türkiye topraklarında kalan kısmında yoğun nüfusa sahipti Osmanlı fethi zamanında (doğu Trakya'da kesinlikle ekseriyetti), Trakya'nın batı ve kuzey kısımlarına geçildiğinde ise Bulgar yoğunluğu artıyordu, bilhassa da kıyıdan uzak bölgelerde. Keza bugün Yunanistan Makedonyası olan bölgede de kıyıdan uzaklaştıkça Bulgar yoğunluğu Rum yoğunluğunu geçiyordu. Tüm bu saydığım bölgelerde değişen oranlarda Rum vardı yani, yok değil. Tesalya'da Rumlar doğu kesimlerde yoğunlaşıyordu, batıya gittikçe Arnavut (Arvanit) ve Ulahlar yoğunlaşıyordu. Tüm bu saydıklarım Osmanlı fethi zamanındaki durumla alakalı, yani Balkan Harpleri'nden asırlarca öncesi ile.
Balkanlar'daki Kuman/Kıpçak, Peçenek ve Oğuz/Uzların Osmanlı'nın Balkanlar'ı fethettiği dönemde hala varlığını sürdürdüğü çok su götürür. Bu Türki grupların Tuna güneyinde (Balkan Türkleri Tuna'nın güneyinde olduğu için konumuzu ilgilendiren bölge orası) en geç 12. asırdan sonra yaşadıklarına dair bir bilgi yok, Osmanlı'nın o bölgeleri fethettiği dönemde çoktan yerli gruplar tarafından eritilmiş olmalılar. Zaten Balkan Türkü genetiğini Balkan yerli gruplarının (bilhassa Bulgarlar ve Balkan Rumları) batı Anadolu Yörük genetik profili ile değişen oranlarda miksi olarak açıklayabiliyoruz. Balkan Türkçesinin Anadolu Türkçesinden farklarını da keza Balkan yerli halklarının dillerinden tesirlerle (en çok fonetikte, ondan daha az oranda gramer ve vokabülerde) ve ayrıca İstanbul Türkçesinden tesirlerle (İstanbul Türkçesi Balkan Türkçesini Anadolu Türkçesinden daha çok etkilemiş görünüyor) açıklayabiliyoruz, şüpheye yer bırakmayacak bir Kuman/Kıpçak ya da Peçenek tesiri göremiyoruz Balkan Türkçesinde.
Balkan Türklerinde çok yaygın olan bir Karaman'dan gelme miti var. Halbuki Osmanlı'nın Balkanlar'a iskan ettiği gruplar ekseriyetle Anatoli (Anadolu) Beylerbeyliği sınırlarından (Balkanlar'a iskan 17. asra gelindiğinde çoktan tamamlanmış olduğu için Kocaeli, Biga-Çanakkale ve İzmir'in henüz Anadoli Beylerbeyliği'ne dahil olduğu dönemde oldu) Osmanlı kayıtlarına göre, Karaman Eyaleti sınırlarından değil. O yüzden mesela Türk milliyetçiliği ile meşhur bir tarihçi olan Erhan Afyoncu bile Karaman'dan gelme mitini eleştirmişti. Balkan Türklerindeki Anadolu Türkü kökeni ekseriyetle Anatoli Beylerbeyliği topraklarından olmalı her halükarda. Balkan Türklerinin soylarının ekseriyetini oluşturan yerli Balkan kökeni ise bilindiği üzere ekseriyetle Bulgarlar ve Balkan Rumlarından geliyor.
Bu teori de belli konulara açıklama sağlamıyor:
* 19. yy sonlarında hazırlanan, etnik kökeni gösteren Balkan haritalarında niye belli etnik gruplar belli yerlerde yoğunlaşmış?
* 500 yıl süren Osmanlı hakimiyeti sırasında niye Balkanların tamamı Türkleşmedi?
* Osmanlı belgelerinde 15. yüzyılın başından itibaren ordu batıya doğru sefere giderken sakalık, devecilik, ordunun istihkakını sağlama gibi görevleri bulunan karşılığında yayla, yurt ve çeşitli olanaklar sağlanan Türk boylarından mütemadiyen bahsediliyor.
* "Balkan Rumu" kavramı da tartışmalı. Sevan hocanın Yunanistan'da "persona non grada" ilan edilmesiyle sonuçlanan yazısında belirttiği gibi Balkan Savaşı ve mübadele öncesi dönemde Tesalya'nın kuzeyinde yoğunlaşmış bir Helen/Yunan/Rum nüfus yok.
* Bunun dışında Osmanlı öncesi dönemde de Balkanlarda yaşayan Kumanlar, Kıpçaklar, Peçenekler gibi Türk boylarının varlığı Bizans kroniklerinde özellikle Bulgar-Bizans savaşları kapsamında sıklıkla geçiyor.
Nişanyan'ın bir Pazar Sohbeti'nde değindiği gibi Fransız Devrimi sonrasında milliyetçilik ve etnik köken gibi kavramlar öne çıkıp, Osmanlı'daki "millet" kategorizasyonu çağdışı kalınca daha önceleri kendilerini kısaca "Müslüman" diye tanımlayanların büyük kısmı etnik olarak da "Türk" kimliğini benimsiyorlar. Dolayısıyla ne kadarı iskan politikası sonucu gönderilenlerin torunu; ne kadarı müslümanlaşmış Slav, Ulah, Arvanit veya Helen vb., ne kadarı Osmanlı öncesi Türklerden kalmış konusu tek bir nedene indirgenemeyecek kadar çetrefilli.
Benim yukarıda yazdıklarımla nerelerde ayrıştığınızı pek anlamadım açıkçası. Balkanlar'ın neden sadece belli bir kısmının Türkleştiği, neden belli etnik grupların Balkanlar'ın belli yerlerinde yoğunlaştığı, Osmanlı kayıtlarında bugün Türk boyu tabir edebileceğimiz grupların Balkanlar'ın fethinden kısa bir süre sonrasından itibaren bahsedilmesi gibi konular benim yazdıklarımla çelişen şeyler değil, ben o konularla alakalı yazmadım bile yukarıdaki yorumumda. Anadolu'dan iskan Balkanlar'ın her yerine olmadı ve olduğu yerlere de eşit oranda olmadı, keza Balkanlar'ın yerli gruplarının Türkleşmesi de her yerde eşit oranda olmadı, olmalarını da bekleyemeyiz zaten, insan gruplarından bahsediyoruz, robotlardan değil. Balkanlar'a Osmanlı gelmeden önce de Balkanlar'da hali hazırda belli etnik gruplar belli bölgelerde yoğunlaşıyordu ayrıca. 15. asır başından itibaren Balkanlar'da Türk boyu tabir edebileceğimiz grupların Osmanlı belgelerinde bahsedilmesi de benim Anadolu'dan Balkanlar'a iskanın ekseriyetle Anatoli Beylerbeyliği topraklarından olduğu ifademle uyumlu zaten, Karamanoğlu Beyliği o dönemde Osmanlı hakimiyetine girmemişti henüz, o Fatih dönemini bulacaktı, Balkanlar'a Anadolu'dan iskanın en yoğun olduğu dönemde Karamanoğlu Beyliği henüz Osmanlı hakimiyetine kalıcı olarak girmemişti (Yıldırım Bayezid dönemindeki sadece birkaç yıl süren Osmanlı hakimiyetini saymıyorum).
Balkan Rumları Trakya'da ve bilhassa da doğu Trakya denen Trakya'nın bugünkü Türkiye topraklarında kalan kısmında yoğun nüfusa sahipti Osmanlı fethi zamanında (doğu Trakya'da kesinlikle ekseriyetti), Trakya'nın batı ve kuzey kısımlarına geçildiğinde ise Bulgar yoğunluğu artıyordu, bilhassa da kıyıdan uzak bölgelerde. Keza bugün Yunanistan Makedonyası olan bölgede de kıyıdan uzaklaştıkça Bulgar yoğunluğu Rum yoğunluğunu geçiyordu. Tüm bu saydığım bölgelerde değişen oranlarda Rum vardı yani, yok değil. Tesalya'da Rumlar doğu kesimlerde yoğunlaşıyordu, batıya gittikçe Arnavut (Arvanit) ve Ulahlar yoğunlaşıyordu. Tüm bu saydıklarım Osmanlı fethi zamanındaki durumla alakalı, yani Balkan Harpleri'nden asırlarca öncesi ile.
Balkanlar'daki Kuman/Kıpçak, Peçenek ve Oğuz/Uzların Osmanlı'nın Balkanlar'ı fethettiği dönemde hala varlığını sürdürdüğü çok su götürür. Bu Türki grupların Tuna güneyinde (Balkan Türkleri Tuna'nın güneyinde olduğu için konumuzu ilgilendiren bölge orası) en geç 12. asırdan sonra yaşadıklarına dair bir bilgi yok, Osmanlı'nın o bölgeleri fethettiği dönemde çoktan yerli gruplar tarafından eritilmiş olmalılar. Zaten Balkan Türkü genetiğini Balkan yerli gruplarının (bilhassa Bulgarlar ve Balkan Rumları) batı Anadolu Yörük genetik profili ile değişen oranlarda miksi olarak açıklayabiliyoruz. Balkan Türkçesinin Anadolu Türkçesinden farklarını da keza Balkan yerli halklarının dillerinden tesirlerle (en çok fonetikte, ondan daha az oranda gramer ve vokabülerde) ve ayrıca İstanbul Türkçesinden tesirlerle (İstanbul Türkçesi Balkan Türkçesini Anadolu Türkçesinden daha çok etkilemiş görünüyor) açıklayabiliyoruz, şüpheye yer bırakmayacak bir Kuman/Kıpçak ya da Peçenek tesiri göremiyoruz Balkan Türkçesinde.