yaw bi dur sevo yow :), diyosun ki bi bu mesele kalmıştı en son, ona da bi el atayım. ben sana senin tarzında cevap vereceğim, herşeyi unut, eğer gerçekten gidilmemiş olsa en önce sovyetler birliği bunu bir propaganda şölenine çevirmez miydi, tüm uzay yarışında önde giderken 1969 da tek bi hareketle mağlup oldular sence tüm bunlar sahte olsa buna izin verirler miydi? ki sizin gibi eski marksistlerin çok sevdiği o sovyetler birliği hiçbir zaman aya ayak basamadı, çünkü bütçesi yetmedi, madem amerikalıların düzmece inişine ses çıkarmadılar, karşılıklı anlaşıp onlar da "bakın, biz de indik" diyebilirlerdi.
Kendimden de iyi bildiğim üzere bilgi ufkunun sınırlarını dolaşmaya kalktığınızda hiçbir işe tam olarak odaklanmamış oluyorsunuz. Yani her şey yarım. Her bilgi yarım. Bilgi göçebesi gibi tam da bir yerde duramadan oradan oraya. Bunun yerine oturup "tam" bir iş bitirmek ve tüm vaktini buna harcamak çok daha mantıklı gelmeye başladı hanidir. Tüm sözlükleriniz hakkında bir kullanıcı olarak halihazırda bilgim var. Söylemek istediğim şey -sadece- doğru dürüst bir deyimler derlememiz yok, doğru dürüst bir yazım kılavuzumuz yok (aman yarabbi tam bir çamur ortalık bu konuda). Bir el atılsa fena mı olurdu yani'ydi.
Otuz yıl etimoloji ile uğraştıktan sonra o konuda başka söyleyecek çok sözüm kalmadığına hükmettim.
Kalan tüm gücümle Osmanlı ülkelerinin tarihi coğrafyasıyla ilgileniyorum.
Boş vakitlerimde de milletin sorgulamadan inandığı balonlara iğne sokup eğleniyorum. Ay meselesini ciddiye alın lütfen. Gidip gitmedikleri çok mühim değil, kendi varsayımlarınızı gözden geçirmeniz faydalı.
Değerli Sevan hocam. Öncelikle sözlüğünüzden, çok sayıda kitap ve makalenizden öğrendiğim ve muhtemelen başka kaynaklardan öğrenemeyeceğim binlerce şey için çok teşekkürler iyi ki varsınız ve iyi ki aykırısınız.
Öte yandan, çoğu zaman yanlış olsalar da, standart görüşlerin sırf ihtimal hesapları gereği arada bir de doğru olması lazım. Ben bu Ay'a gitme konusunun da bunlardan olduğunu düşünüyorum. Bu konuların meraklısı ve eski fizikçi olarak, bu konuda bildiklerimi şöyle özetleyeyim:
1) Başkan Kennedy 1961'de "Bu on yıl bitmeden Ay'a bir insan göndereceğiz" diye söz vermişti. Bunun sebebi de ilk uyduyu 1957'de, ilk insanlı uzay aracını da 1961'de fırlatan SSCB'den geride kalmış olmalarıydı. Yani bu bir prestij meselesiydi ve o yüzden tüm imkanlar seferber edilip on yılın bitmesine az bir zaman kala söz yerine getirilmiş oldu. Ondan sonra rutin olarak gidilip gelinmesinin fazla bir anlamı kalmadı.
2) Proje çok maliyetliydi. Milyar dolarlar şeklinde değil de oransal olarak bakmayı daha doğru buluyorum. O tarihlerde NASA bütçesi federal bütçenin %4'ü civarındaydı, bugün bu rakam %0.4 civarında. O muazzam paraları artık yenilik olmayan ve soğuk savaşın psikolojik boyutunda pek de puan kazandırmayacak işlere harcamak yerine Uzay Mekiği ve Uzay İstasyonlarını tercih etmiş olabilirler.
Benim kişisel görüşüm, Ay'dan sonra mantıklı olan Mars'a gitmekti ama o da çok uzak. Ay'a 3 günde ulaşan Apollo'ya karşılık bugün bile Mars yolculuğu için 6 ay gibi süreler veriliyor. Teknik açıdan çok daha zor bir problem.
3) Proje bittikten sonra NASA çok sayıda yetişmiş elemanı işten çıkarttı çünkü ihtiyaç yoktu. Sonrasında da proje tekrar edilmediği için o bilgiler kurumsal hafızada bile kalmadı. Apollo'yu taşımak için o tarihte üretilmiş Saturn V gelmiş geçmiş en güçlü roket. Her bir parçasını farklı bir altyüklenici üretmiş. Elbette o şirketler projeden sonra o nitelikte parça üretmemiş, hatta çoğu devletten ihale alamayınca dükkanı kapatmış.
Yani 70'lerde isteseler belki zorlanmadan Ay'a gidip gelmeye devam ederlerdi ama mesela 90'larda veya bugün, hadi yine aynısını yapalım deseler çok zorlanırlar. Tekerleği baştan icat etmeleri gerekir. Bir sürü mühendis, teknisyen, nitelikli işçi yetiştirmek lazım. Hele bir de (ufak da olsa) teknik aksaklık yaşanırsa tam rezillik. Kalifoniya'da yapmaya çalıştıkları hızlı tren hattı tam da buna benzer sebeplerden bocalayıp duruyor, demir yolu yapmayı unutmuş ve bürokratik anlamda da bin kat zorlaştırmışlar.
Bu konuda yaygın bir yanlış anlayış, bilgisayar teknolojisinin çok ilerlemiş olmasının bu işi çok kolaylaştıracağı. Ama durum öyle değil çünkü iş donanımda değil yazılımda bitiyor. O uzay aracını indirip kaldıracak, özellikle atmosfere giriş-çıkışlar sırasında yanmamasını sağlayacak yazılım piyasadan alınabilecek bir şey değil. O yıllarda yapılan da ta o zamanki bilgisayarlara göre yapıldığı için bugünkü işlemci ve işletim sistemleri ile uyumlu değil. NASA zaman zaman o eski programı kullanabilmek için hurda bilgisayar avına çıkmış. 145 000 satırlık ve test edilmiş, hatasız olduğundan emin olduğunuz yazılımı mı kullanmak istersiniz, yoksa ona eşdeğer bir şeyi en baştan yazmanın sorumluluğunu almak mı?
4) F-35 karşılaştırması ve hele de 2 trilyon sayısı oldukça talihsiz olmuş. Bir tarafta askeri bir gereklilik var, diğer tarafta prestij. Biri projenin ömrü boyunca harcanacak para, uçakların tasarımı, 2500 uçağın üretimi, yedek parçası, rutin bakımı vs. Diğeri ise bir gidişin maliyeti. Tasarım tabii ki daha önceki gidişlerin içine gömülü.
Sonuç itibariyle Amerika'nın proje iptal etmesi hiç görülmedik bir şey değil. Uzay mekiği de iptal edildi. 1993'te Superconducting Super Collider (SSC) projesi de iptal edildi ki o yapılsa parçacık fiziğinde CERN'in önüne geçecekti.
"Gitmek İstediler" demeniz de tam olarak doğru değil. Ben şahsen devlet içerisinde belli grupların istediğini, başka grupların da karşı çıktığını düşünüyorum. Bu kadar büyük paralar söz konusu ise illa ki bir itiş kakış olacak, "Senin projen mi benimki mi?" şeklinde.
Hatta belki de sizin argümanı tam tersine çevirip, belki de ordunun F-35, uçak gemileri ve benzeri projeleri öne sürüp "Yalnız parayı değil bütün nitelikli insan gücünü de NASA sömürüyor, n'olcak vatan savunması?" dediği bile düşünülebilir. (Burası tamamen kişisel spekülasyonum :)
Emre, dünyada sadece ABD mi var? Rusya niye gidip prestij skorunu eşitlemedi? Sonuçta uzay yarışında Sovyetler daima bir adım ileriydi?
Bugün her türlü teknolojide ABD'ye fark atan Çin niye kendini gösteremiyor?
Birtakım zengin karılarının briç turnuvası yapmak yerine birleşip uzaya füzeyle gezi düzenledikleri bir çağda, bırak yeni projeyi, Apollo '25 uçurmanın maliyeti ne olabilir?
Aya adam indirmek prestijdi de mesela ay turu atmak yahut Bubble teleskopu kurmak yahut kadın astronot döllemek prestij değil miyd?
Burası kuzenimin naziler ayda koloni kurmuş paniğiyle eve koştuğu 90'lara döndü.Uzun zamandır "hafif" konularla gidiyor.Keşke o devasaların devasası sözlüğün kalitesinde yeni işler yapılsa.. Bu abuk konulara değil ileriye kalacak işlere ihtiyacımız yok mu? Örneğin hala doğru dürüst bir deyimler sözlüğümüz yok.
'Devasaların devasası' sözlükle aynı devasalıktaki Kişi Adları Sözlüğü 2022'de yayınlandı. Mini-devasa bir iş olan Türkiye'nin Ermeni Coğrafyası 24'te çıktı. Nişanyan Sözlük'ü hacim ve özgünlük açısından birkaç kademe aşan Yer Adları Sözlüğü yılın 365 günü adım adım ilerliyor. Rumeli Göçleri sitesi yaz sonuna hazır olacak. Türkiye Tarih Atlası her gün bir harita hızıyla büyüyor. Boş vakitlerimde de Gençler İçin Türkiye Tarihi kitabını yazıyorum.
Bilgi ufkunun sınırlarını dolaşmayı seven bir adamı kendi konu tercihlerinize hapsetmeye çalışmak sizce akıllı bir iş midir?
Yazıya "Bu yazı aya gidilmedi demiyor" diye başlayıp "İlk kez aya (inandırıcı bir şekilde) ayak basılması alkışlanır." diye bitirmenizde çelişki görüyorum. Bu yazı düpedüz aya gidilmediğini savunuyor işte.
Benim için aya gidildiğinin en önemli kanıtı, (sizin de dediğiniz gibi) aslında aya gitmenin çok zor olmaması. Yani "aya gidildi" propagandası için harcanacak emek ve para ile zaten aya gidersin. Bu süreçte en zor kısım Dünya atmosferinden ayrılabilen roketler üretmek ve bunu yapabildikleri konusunda herhalde hemfikiriz, değil mi? Bir kere uzaya çıktıktan sonra zor ve maliyetli olan kısım ise ay (ya da bir gezegen) üzerinde sürdürülebilir bir yaşam kurmak (atmosfersizlik, radyasyon, doğal kaynak eksikliği vs.). Bence bunu yapabilecek irade, ancak Dünyamız çok zor durumda kalırsa ortaya çıkar.
1. Bu yazı aya gidilmedi demiyor. İNANDIRICI BİR ŞEKİLDE gidilmedi diyor. Kanıtlar zayıf ve şüpheli diyor.
2. Zor kısım aya kapsül göndermek değil. A) Giden insanların ölmemesi, B) Geri gelmesi. Teknik açıdan en sorunlu noktalar, A) Radyasyon meselesi, B) Ay Modülü adı verilen ucube cihazın ilk denemede hatasız uçup yörüngedeki uyduyla buluşabilmesi. Bu iki problemin çözülebilmiş olduğuna dair 1972'den bu yana hiçbir kanıt gösterilmedi.
ABD gittiğini ve materyal toplama/araştırma yapma gibi hedeflerine ulaştığını iddia ediyor. Bu verilere karşı "Ayın yüzeyinin bileşimi ABD'nin iddia ettiği gibi değil" tarzı astrofizikçilerden gelen ciddi bir eleştiri yok bildiğim kadarıyla. Dolayısıyla "tekrardan kanıtlamak için gitmek" gibi bir hedef ne bütçe ne de kamuoyu desteği bulabilir.
Nasıl gidilsin?
1960'ların aksine günümüz ABD'si çok kutuplaşmış durumda. Demokratların yönetiminde başlayacak bir "Revisit of the Moon" projesi muhtemelen 4 yıl sonra Cumhuriyetçiler gelince çöpe atılır. Cumhuriyetçilerin başlatacağı "Conquest of the earth orbit by the free people of USA" projesi de 4 yıl sonra Demokratlar kongreyi ele geçirince "yeteri kadar cinsiyet eşitliği gözetilmediği ve diverse olmadığı" gibi gerekçelerle akamete uğrar...
1. ABD'nin hedefinin "materyal toplama/araştırma" ile sınırlı olduğu iddiası inandırıcı mıdır? Faraza öyle olsa bile (ki öyle olmadığı Kennedy'nin demeçleriyle sabittir) başka hedefler -- mesela kolonizasyon, işletme, askeri kontrol, ay turizmi -- zaman içinde belirmez mi?
1.b. Materyal toplama/araştırma misyonu birkaç uyduruk girişimden sonra tükendi mi? Kağızman'ın X mezrasında altın bulamayınca altın aramaktan vazgeçer misin?
2. ABD bugün dysfunctional hale gelmişse gayet sağlam çalışan başka devletler neden devreye girmedi?
1. Ayın kolonizasyonu, askeri kontrolü vb. fizibilitesi olan işler midir? Ay turizmi gibi muhtemelen milyar dolar bedeli olacak bir seyahati karşılayabilecek kaç kişi vardır? Karşılayabilseler bile bunlar 1 haftadan uzun sürecek, temel ihtiyaçlarını bile doğru düzgün gideremeyecekleri, fiziken zorlayıcı ve riskli bir turistik aktiviteye katılmaya cesaret edebilecekler midir?
1.b. "Winning Space Race" gibi muğlak bir hedeften başka ay seyahati için ay yüzeyinden örnek toplanması gibi "bilimsel bir gerekçe" ileri sürüldü Bundan başka gözlemler (ayın kütlesi, dünya etrafındaki dönme hızı vb.) zaten astronomlar ve astrofizikçiler tarafından biliniyordu.
Altına talep düştüyse, altın arama çabalarım her seferinde "altın arayacağına dünyadaki açları doyur" eleştirileri alıyorsa, altın çıkarma maliyeti altının onsundan pahalı hale geldiyse; evet, şartlar altın aramayı cazip hale getirene kadar Kağızman'da, Çemişgezek'te, Şebinkarahisar'da vs. vs. altın aramaktan vazgeçerim.
2. Sağlam çalışan devletlerin/toplumların da kaynakları sınırsız değil. Kaynaklarını yarı iletken çip teknolojileri gibi kısa ve orta vadede kazanç getirebilecek bir alana yatırmak veya elektrikli araç konusunda Batı'yla arayı açabilecek imkanı varken Çin neden milyarlarca doları aya seyahate gömsün?
Apollo seferinin birim maliyeti 1972'de o günün rakamlarıyla 1,5-2 milyara, bugünün rakamlarıyla 12-15 milyara düşmüşken tahminimce haftada bir sefer kaldırsalar önümüzdeki kırk yıl boyunca kapalı gişe çalışırlar. Bkz. Jeff Bezos'un manken sevgilisinin kız arkadaşlarına ikram ettiği uzay gezisi. Bkz. Elon Musk'ın Twitter'a gömdüğü 45 milyar. Bkz. Milli gururumuz astronot Alper.
"Ayın kolonizasyonu, askeri kontrolü vb. fizibilitesi olan işler midir?" Peki Apollo programı fizibilitesi olan bir iş miydi? Kaç para harcandı, kaç para getirdi? Aya tezgah kurmanın fizibilitesi yoksa Mars'ın kolonizasyonu için neden bir yerlerini yırtıyorlar?
Çin'in dünyadaki 190 ülkeyi komple cebine koyması için "kısa ve orta vadede kazanç getirecek alanlara" yatırım yapması mı daha etkili yoldur, babalar gibi gidip Ayda uzay üssü kurması mı?
Bezos'un yaptırdığı gezi 10 dakikalık bir pr çalışmasından ibaret. Ay'a gidenlerse 1 hafta gidiş, 1 hafta gelişin olduğu; temel ihtiyaçların bile güçlükle giderilebildiği yolculuğa katlanabilecek fiziksel güce ve dayanıklılığa sahip, hava kuvvetlerinden gelme pilotlardı. Dolayısıyla Ay'a sefer yapacaklar sağlam bir servetin yanısıra jet pilotu sağlamlığında bünyeye de sahip olmalılar. Böyle bir turistik rotanın bırakın kırk yıl kapalı gişe olmasını dördüncü, beşinci seferine müşteri bulabileceği bile şüphelidir.
Elon Musk'ın Twitter'ı alması farklı bir sektör (bilişim) olduğu ve farklı sebepler (ifade özgürlüğünün korunması, anti-woke ajanda vb.) ileri sürüldüğü için uzaya seyahat konusuyla paralellik göstermeyebilir.
Alper Gezeravcı farklı ülkelerden kalabalık bir astronot grubuyla birlikte seyahatini gerçekleştirdi. Dönüşünde de sünnet çocuğu gibi yerel seçim kampanyalarında oradan oraya dolaştırıldı. AKP 23 yıllık tarihinde ilk defa bu seçimlerde 2. parti olduğu için Gezeravcı'nın istenen etkiyi yapmadığı ileri sürülebilir.
Kennedy'nin sözlerinde ve Apollo Projesi'nde niye sürekli bir keramet arıyorsunuz? Reagan'ın Star Wars girişiminin bir anlamı var mıydı? Erdoğan'ın "çılgın projesi" Kanal İstanbul'un rant yaratmaktan başka makul bir açıklaması var mı?
Kesinlikle "Çin'in dünyadaki 190 ülkeyi komple cebine koyması" daha etkili yoldur. Sovyetler Birliği uzaya ilk çıkan devletti, SSCB 1990 yılında dağılırken Gagarin'in, Sputnik 1'in vs. vs. herhangi bir anlamı ve faydası kalmış mıydı?
- Ay’a, insan denen organizma sorunsuz bir şekilde gidebilmiş mi ve orada belli bir süre için de olsa ölmeden kalabilmeyi başarabilmiş mi?
- Yine aynı insan, Ay’dan Dünya’ya sorunsuz bir şekilde dönebilmeyi başarabilmiş mi?
- Tüm bu olayların gerçekleştiğine dair şüpheden uzak somut bir kanıt eğer bugüne kadar ortaya konulamadıysa, Ay’a gidilip dönüldüğüne inanmanın, Uçan Süpürge’ye yahut Superman’a inanmaktan belirgin bir farkı olduğunu söyleyebilmemiz mümkün müdür?
Apollo programının maliyeti de 290 milyar dolar, iddia ettiğinizin çok üstünde. NASA'nın federal bütçe içindeki payı da uzay yarışı dönemine göre üçte bire inmiş durumda.
Hocam size saygım sonsuz ve yıllardır ilgiyle takip ederim, fakat bu komplo teorilerini bıraksanız keşke.
Bir de rica etsem, yazdığım notta hangi "komplo teorilerini" tespit ettiğinizi kısaca açıklar mısınız?
Apollo seferlerinin sahte olduğuna dair dünyada oldukça yaygın ve gitgide yaygınlaşan bir tez var. Bu tez doğru mudur değil midir bilmiyorum, bilemem, sizin de bildiğinizi sanmıyorum. Sadece bu tez ALEYHİNE ileri sürülen bir dizi gerekçenin geçersiz olduğuna işaret ettim. Yazıda sizce (bütçeye ilişkin zayıf itirazınız dışında) yanlış olan nedir?
Grok şöyle diyor. Yoksa siz Yapay Zeka'ya inanmıyor musunuz? :))
Q: How much did the Apollo moon landing program cost? How much does that make in today's dollars?
A: The Apollo moon landing program cost about $25.4 billion from 1960 to 1973, according to NASA's historical records. Adjusting for inflation to 2025 dollars, using the Consumer Price Index (CPI) and other economic data, this equates to approximately $150–$200 billion, depending on the exact methodology. For context, NASA's budget in 2025 is around $25 billion annually, so the Apollo program at its peak consumed a much larger share of federal resources than modern space efforts. If you want a breakdown of specific costs—like hardware, R&D, or operations—I can dig deeper.
Q: How much did the final Apollo flight to the moon cost?
A: Based on historical records, the average cost per Apollo mission (covering development, hardware, and operations) was roughly $1.5–$2 billion in early 1970s dollars. Apollo 17, being one of the later missions with refined processes and reused technology, likely leaned toward the lower end of that range, around $1.5 billion at the time.
Hangi sorunun cevabını verdiğini anlamakta güçlük çektim. Güneç hanımı ilgilendiren konu Apollo seferlerinde sadece erkek astronotlar görev alırken 2025'te [!] aya kadın astronot gidecek olması.
Hani akşam gidecek bar seçiyorsak makul bir kriter olabilir de, uzay yolculuğunda kel alaka...
yazıdan bir bölüm: "Apollo uzay aracı 1969 ve 1972 yılları arasında, 12 astronotu Ay'a taşıdı ve tümü erkek olan bu astronotlar Ay yüzeyinde yürüyerek altı görev gerçekleştirdiler.
Bu süreçte 10 üzerinde ülke Ay'a uzay aracı göndererek 100'den fazla keşif uçuşu yaptılar; bunlar içinde dokuz mürettebatlı uzay aracı Ay'a uçtu ve geri döndü.
Daha sonra Ay'a ilgi azaldı ve NASA, 1972 yılında Apollo serisi Ay programını durdurdu."
Wikipedia'nın "Third-party evidence for Apollo Moon landings" maddesi okumaya değer. Ay taraflarına 1972'den sonra adam gönderilmese bile Çin dahil çeşitli ülkelerden fotoğraf çekebilen ve aya gidildiğini doğrulayan makineler gönderiliyor bugüne değin. 1977'de Sovyet radyo teleskonu RATAN-600, Amerikalı astronotların ay yüzeyine yerleştirdiği ALSEP vericilerini gözlemliyor.
Makalede sözü edilen tanıklıkların hepsini üşenmeden orijinal kaynaklarına dek takip etmeye çalıştım. (Google Translate sağ olsun, Rusça ve Koreceyi dahi okuyabiliyoruz.)
İstisnasız hepsinin şüpheli, muğlak, kanıt değerinden yoksun veya düpedüz konuyla alakasız oldukları sonucuna vardım. Örneklerin birçoğu ay yolculuğuyla değil uzay araçlarının dünya yörüngesine çıkışı veya yörüngeden dönüşü ile ilgili. "İzledik" diyenlerin çoğu ay yolculuğunu değil yörünge uçuşunu izlemiş. Makaleler saçma sapan popüler bilim dergilerinde yayınlanmış. İnandırıcı görünen tek kanıt Hintlilerin çektiği ileri sürülen fotoğraf, onu da fotoşoplamak çocuk oyuncağı.
Yalnıza bir operasyon olamayacağı konusunda iktisatçı Robin Hanson konuşuyor. Bir yerde operasyon olduğunu kabul ederek Rusya ile ortak bir operasyonun bütçesini hesaplıyor. Olamayacağı sonucuna varıyor.
yaw bi dur sevo yow :), diyosun ki bi bu mesele kalmıştı en son, ona da bi el atayım. ben sana senin tarzında cevap vereceğim, herşeyi unut, eğer gerçekten gidilmemiş olsa en önce sovyetler birliği bunu bir propaganda şölenine çevirmez miydi, tüm uzay yarışında önde giderken 1969 da tek bi hareketle mağlup oldular sence tüm bunlar sahte olsa buna izin verirler miydi? ki sizin gibi eski marksistlerin çok sevdiği o sovyetler birliği hiçbir zaman aya ayak basamadı, çünkü bütçesi yetmedi, madem amerikalıların düzmece inişine ses çıkarmadılar, karşılıklı anlaşıp onlar da "bakın, biz de indik" diyebilirlerdi.
Eğer Apollo 11 sahtekârlıksa Sovyet yönetimi bu sahtekârlığı ifşa etmek yerine niçin Sovyet prestijinin yerle bir olmasını tercih etti?
Eğer Apollo 11 sahtekârlıksa Sovyet yönetimi bu sahtekârlığı ifşa etmek yerine niçin Sovyet prestijinin yerle bir olmasını tercih etti?
Eğer Apollo 11 sahtekârlıksa Sovyet yönetimi bu sahtekârlığı ifşa etmek yerine niçin Sovyet prestijinin yerle bir olmasını tercih etti?
Eğer Apollo 11 sahtekârlıksa Sovyet yönetimi bu sahtekârlığı ifşa etmek yerine niçin Sovyet prestijinin yerle bir olmasını tercih etti?
Eğer Apollo 11 sahtekârlıksa Sovyet yönetimi bu sahtekârlığı ifşa etmek yerine niçin Sovyet prestijinin yerle bir olmasını tercih etti?
https://www.academia.edu/1610802/The_Babylonian_Man_in_the_Moon
Amerikayı bilmem de Babilliler gitmiş gibi duruyor :))
Kendimden de iyi bildiğim üzere bilgi ufkunun sınırlarını dolaşmaya kalktığınızda hiçbir işe tam olarak odaklanmamış oluyorsunuz. Yani her şey yarım. Her bilgi yarım. Bilgi göçebesi gibi tam da bir yerde duramadan oradan oraya. Bunun yerine oturup "tam" bir iş bitirmek ve tüm vaktini buna harcamak çok daha mantıklı gelmeye başladı hanidir. Tüm sözlükleriniz hakkında bir kullanıcı olarak halihazırda bilgim var. Söylemek istediğim şey -sadece- doğru dürüst bir deyimler derlememiz yok, doğru dürüst bir yazım kılavuzumuz yok (aman yarabbi tam bir çamur ortalık bu konuda). Bir el atılsa fena mı olurdu yani'ydi.
ps: Türkiye Tarihi harika fikir.
Haklısınız tabii de huylu huyundan vazgeçmez.
Otuz yıl etimoloji ile uğraştıktan sonra o konuda başka söyleyecek çok sözüm kalmadığına hükmettim.
Kalan tüm gücümle Osmanlı ülkelerinin tarihi coğrafyasıyla ilgileniyorum.
Boş vakitlerimde de milletin sorgulamadan inandığı balonlara iğne sokup eğleniyorum. Ay meselesini ciddiye alın lütfen. Gidip gitmedikleri çok mühim değil, kendi varsayımlarınızı gözden geçirmeniz faydalı.
Değerli Sevan hocam. Öncelikle sözlüğünüzden, çok sayıda kitap ve makalenizden öğrendiğim ve muhtemelen başka kaynaklardan öğrenemeyeceğim binlerce şey için çok teşekkürler iyi ki varsınız ve iyi ki aykırısınız.
Öte yandan, çoğu zaman yanlış olsalar da, standart görüşlerin sırf ihtimal hesapları gereği arada bir de doğru olması lazım. Ben bu Ay'a gitme konusunun da bunlardan olduğunu düşünüyorum. Bu konuların meraklısı ve eski fizikçi olarak, bu konuda bildiklerimi şöyle özetleyeyim:
1) Başkan Kennedy 1961'de "Bu on yıl bitmeden Ay'a bir insan göndereceğiz" diye söz vermişti. Bunun sebebi de ilk uyduyu 1957'de, ilk insanlı uzay aracını da 1961'de fırlatan SSCB'den geride kalmış olmalarıydı. Yani bu bir prestij meselesiydi ve o yüzden tüm imkanlar seferber edilip on yılın bitmesine az bir zaman kala söz yerine getirilmiş oldu. Ondan sonra rutin olarak gidilip gelinmesinin fazla bir anlamı kalmadı.
2) Proje çok maliyetliydi. Milyar dolarlar şeklinde değil de oransal olarak bakmayı daha doğru buluyorum. O tarihlerde NASA bütçesi federal bütçenin %4'ü civarındaydı, bugün bu rakam %0.4 civarında. O muazzam paraları artık yenilik olmayan ve soğuk savaşın psikolojik boyutunda pek de puan kazandırmayacak işlere harcamak yerine Uzay Mekiği ve Uzay İstasyonlarını tercih etmiş olabilirler.
Benim kişisel görüşüm, Ay'dan sonra mantıklı olan Mars'a gitmekti ama o da çok uzak. Ay'a 3 günde ulaşan Apollo'ya karşılık bugün bile Mars yolculuğu için 6 ay gibi süreler veriliyor. Teknik açıdan çok daha zor bir problem.
3) Proje bittikten sonra NASA çok sayıda yetişmiş elemanı işten çıkarttı çünkü ihtiyaç yoktu. Sonrasında da proje tekrar edilmediği için o bilgiler kurumsal hafızada bile kalmadı. Apollo'yu taşımak için o tarihte üretilmiş Saturn V gelmiş geçmiş en güçlü roket. Her bir parçasını farklı bir altyüklenici üretmiş. Elbette o şirketler projeden sonra o nitelikte parça üretmemiş, hatta çoğu devletten ihale alamayınca dükkanı kapatmış.
Yani 70'lerde isteseler belki zorlanmadan Ay'a gidip gelmeye devam ederlerdi ama mesela 90'larda veya bugün, hadi yine aynısını yapalım deseler çok zorlanırlar. Tekerleği baştan icat etmeleri gerekir. Bir sürü mühendis, teknisyen, nitelikli işçi yetiştirmek lazım. Hele bir de (ufak da olsa) teknik aksaklık yaşanırsa tam rezillik. Kalifoniya'da yapmaya çalıştıkları hızlı tren hattı tam da buna benzer sebeplerden bocalayıp duruyor, demir yolu yapmayı unutmuş ve bürokratik anlamda da bin kat zorlaştırmışlar.
Bu konuda yaygın bir yanlış anlayış, bilgisayar teknolojisinin çok ilerlemiş olmasının bu işi çok kolaylaştıracağı. Ama durum öyle değil çünkü iş donanımda değil yazılımda bitiyor. O uzay aracını indirip kaldıracak, özellikle atmosfere giriş-çıkışlar sırasında yanmamasını sağlayacak yazılım piyasadan alınabilecek bir şey değil. O yıllarda yapılan da ta o zamanki bilgisayarlara göre yapıldığı için bugünkü işlemci ve işletim sistemleri ile uyumlu değil. NASA zaman zaman o eski programı kullanabilmek için hurda bilgisayar avına çıkmış. 145 000 satırlık ve test edilmiş, hatasız olduğundan emin olduğunuz yazılımı mı kullanmak istersiniz, yoksa ona eşdeğer bir şeyi en baştan yazmanın sorumluluğunu almak mı?
4) F-35 karşılaştırması ve hele de 2 trilyon sayısı oldukça talihsiz olmuş. Bir tarafta askeri bir gereklilik var, diğer tarafta prestij. Biri projenin ömrü boyunca harcanacak para, uçakların tasarımı, 2500 uçağın üretimi, yedek parçası, rutin bakımı vs. Diğeri ise bir gidişin maliyeti. Tasarım tabii ki daha önceki gidişlerin içine gömülü.
Sonuç itibariyle Amerika'nın proje iptal etmesi hiç görülmedik bir şey değil. Uzay mekiği de iptal edildi. 1993'te Superconducting Super Collider (SSC) projesi de iptal edildi ki o yapılsa parçacık fiziğinde CERN'in önüne geçecekti.
"Gitmek İstediler" demeniz de tam olarak doğru değil. Ben şahsen devlet içerisinde belli grupların istediğini, başka grupların da karşı çıktığını düşünüyorum. Bu kadar büyük paralar söz konusu ise illa ki bir itiş kakış olacak, "Senin projen mi benimki mi?" şeklinde.
Hatta belki de sizin argümanı tam tersine çevirip, belki de ordunun F-35, uçak gemileri ve benzeri projeleri öne sürüp "Yalnız parayı değil bütün nitelikli insan gücünü de NASA sömürüyor, n'olcak vatan savunması?" dediği bile düşünülebilir. (Burası tamamen kişisel spekülasyonum :)
Bir gün bir yerde görüşmek dileğiyle...
Emre SERMUTLU
Emre, dünyada sadece ABD mi var? Rusya niye gidip prestij skorunu eşitlemedi? Sonuçta uzay yarışında Sovyetler daima bir adım ileriydi?
Bugün her türlü teknolojide ABD'ye fark atan Çin niye kendini gösteremiyor?
Birtakım zengin karılarının briç turnuvası yapmak yerine birleşip uzaya füzeyle gezi düzenledikleri bir çağda, bırak yeni projeyi, Apollo '25 uçurmanın maliyeti ne olabilir?
Aya adam indirmek prestijdi de mesela ay turu atmak yahut Bubble teleskopu kurmak yahut kadın astronot döllemek prestij değil miyd?
Burası kuzenimin naziler ayda koloni kurmuş paniğiyle eve koştuğu 90'lara döndü.Uzun zamandır "hafif" konularla gidiyor.Keşke o devasaların devasası sözlüğün kalitesinde yeni işler yapılsa.. Bu abuk konulara değil ileriye kalacak işlere ihtiyacımız yok mu? Örneğin hala doğru dürüst bir deyimler sözlüğümüz yok.
'Devasaların devasası' sözlükle aynı devasalıktaki Kişi Adları Sözlüğü 2022'de yayınlandı. Mini-devasa bir iş olan Türkiye'nin Ermeni Coğrafyası 24'te çıktı. Nişanyan Sözlük'ü hacim ve özgünlük açısından birkaç kademe aşan Yer Adları Sözlüğü yılın 365 günü adım adım ilerliyor. Rumeli Göçleri sitesi yaz sonuna hazır olacak. Türkiye Tarih Atlası her gün bir harita hızıyla büyüyor. Boş vakitlerimde de Gençler İçin Türkiye Tarihi kitabını yazıyorum.
Bilgi ufkunun sınırlarını dolaşmayı seven bir adamı kendi konu tercihlerinize hapsetmeye çalışmak sizce akıllı bir iş midir?
Yazıya "Bu yazı aya gidilmedi demiyor" diye başlayıp "İlk kez aya (inandırıcı bir şekilde) ayak basılması alkışlanır." diye bitirmenizde çelişki görüyorum. Bu yazı düpedüz aya gidilmediğini savunuyor işte.
Benim için aya gidildiğinin en önemli kanıtı, (sizin de dediğiniz gibi) aslında aya gitmenin çok zor olmaması. Yani "aya gidildi" propagandası için harcanacak emek ve para ile zaten aya gidersin. Bu süreçte en zor kısım Dünya atmosferinden ayrılabilen roketler üretmek ve bunu yapabildikleri konusunda herhalde hemfikiriz, değil mi? Bir kere uzaya çıktıktan sonra zor ve maliyetli olan kısım ise ay (ya da bir gezegen) üzerinde sürdürülebilir bir yaşam kurmak (atmosfersizlik, radyasyon, doğal kaynak eksikliği vs.). Bence bunu yapabilecek irade, ancak Dünyamız çok zor durumda kalırsa ortaya çıkar.
1. Bu yazı aya gidilmedi demiyor. İNANDIRICI BİR ŞEKİLDE gidilmedi diyor. Kanıtlar zayıf ve şüpheli diyor.
2. Zor kısım aya kapsül göndermek değil. A) Giden insanların ölmemesi, B) Geri gelmesi. Teknik açıdan en sorunlu noktalar, A) Radyasyon meselesi, B) Ay Modülü adı verilen ucube cihazın ilk denemede hatasız uçup yörüngedeki uyduyla buluşabilmesi. Bu iki problemin çözülebilmiş olduğuna dair 1972'den bu yana hiçbir kanıt gösterilmedi.
Niye gidilsin?
ABD gittiğini ve materyal toplama/araştırma yapma gibi hedeflerine ulaştığını iddia ediyor. Bu verilere karşı "Ayın yüzeyinin bileşimi ABD'nin iddia ettiği gibi değil" tarzı astrofizikçilerden gelen ciddi bir eleştiri yok bildiğim kadarıyla. Dolayısıyla "tekrardan kanıtlamak için gitmek" gibi bir hedef ne bütçe ne de kamuoyu desteği bulabilir.
Nasıl gidilsin?
1960'ların aksine günümüz ABD'si çok kutuplaşmış durumda. Demokratların yönetiminde başlayacak bir "Revisit of the Moon" projesi muhtemelen 4 yıl sonra Cumhuriyetçiler gelince çöpe atılır. Cumhuriyetçilerin başlatacağı "Conquest of the earth orbit by the free people of USA" projesi de 4 yıl sonra Demokratlar kongreyi ele geçirince "yeteri kadar cinsiyet eşitliği gözetilmediği ve diverse olmadığı" gibi gerekçelerle akamete uğrar...
1. ABD'nin hedefinin "materyal toplama/araştırma" ile sınırlı olduğu iddiası inandırıcı mıdır? Faraza öyle olsa bile (ki öyle olmadığı Kennedy'nin demeçleriyle sabittir) başka hedefler -- mesela kolonizasyon, işletme, askeri kontrol, ay turizmi -- zaman içinde belirmez mi?
1.b. Materyal toplama/araştırma misyonu birkaç uyduruk girişimden sonra tükendi mi? Kağızman'ın X mezrasında altın bulamayınca altın aramaktan vazgeçer misin?
2. ABD bugün dysfunctional hale gelmişse gayet sağlam çalışan başka devletler neden devreye girmedi?
1. Ayın kolonizasyonu, askeri kontrolü vb. fizibilitesi olan işler midir? Ay turizmi gibi muhtemelen milyar dolar bedeli olacak bir seyahati karşılayabilecek kaç kişi vardır? Karşılayabilseler bile bunlar 1 haftadan uzun sürecek, temel ihtiyaçlarını bile doğru düzgün gideremeyecekleri, fiziken zorlayıcı ve riskli bir turistik aktiviteye katılmaya cesaret edebilecekler midir?
1.b. "Winning Space Race" gibi muğlak bir hedeften başka ay seyahati için ay yüzeyinden örnek toplanması gibi "bilimsel bir gerekçe" ileri sürüldü Bundan başka gözlemler (ayın kütlesi, dünya etrafındaki dönme hızı vb.) zaten astronomlar ve astrofizikçiler tarafından biliniyordu.
Altına talep düştüyse, altın arama çabalarım her seferinde "altın arayacağına dünyadaki açları doyur" eleştirileri alıyorsa, altın çıkarma maliyeti altının onsundan pahalı hale geldiyse; evet, şartlar altın aramayı cazip hale getirene kadar Kağızman'da, Çemişgezek'te, Şebinkarahisar'da vs. vs. altın aramaktan vazgeçerim.
2. Sağlam çalışan devletlerin/toplumların da kaynakları sınırsız değil. Kaynaklarını yarı iletken çip teknolojileri gibi kısa ve orta vadede kazanç getirebilecek bir alana yatırmak veya elektrikli araç konusunda Batı'yla arayı açabilecek imkanı varken Çin neden milyarlarca doları aya seyahate gömsün?
Apollo seferinin birim maliyeti 1972'de o günün rakamlarıyla 1,5-2 milyara, bugünün rakamlarıyla 12-15 milyara düşmüşken tahminimce haftada bir sefer kaldırsalar önümüzdeki kırk yıl boyunca kapalı gişe çalışırlar. Bkz. Jeff Bezos'un manken sevgilisinin kız arkadaşlarına ikram ettiği uzay gezisi. Bkz. Elon Musk'ın Twitter'a gömdüğü 45 milyar. Bkz. Milli gururumuz astronot Alper.
"Ayın kolonizasyonu, askeri kontrolü vb. fizibilitesi olan işler midir?" Peki Apollo programı fizibilitesi olan bir iş miydi? Kaç para harcandı, kaç para getirdi? Aya tezgah kurmanın fizibilitesi yoksa Mars'ın kolonizasyonu için neden bir yerlerini yırtıyorlar?
Çin'in dünyadaki 190 ülkeyi komple cebine koyması için "kısa ve orta vadede kazanç getirecek alanlara" yatırım yapması mı daha etkili yoldur, babalar gibi gidip Ayda uzay üssü kurması mı?
Bezos'un yaptırdığı gezi 10 dakikalık bir pr çalışmasından ibaret. Ay'a gidenlerse 1 hafta gidiş, 1 hafta gelişin olduğu; temel ihtiyaçların bile güçlükle giderilebildiği yolculuğa katlanabilecek fiziksel güce ve dayanıklılığa sahip, hava kuvvetlerinden gelme pilotlardı. Dolayısıyla Ay'a sefer yapacaklar sağlam bir servetin yanısıra jet pilotu sağlamlığında bünyeye de sahip olmalılar. Böyle bir turistik rotanın bırakın kırk yıl kapalı gişe olmasını dördüncü, beşinci seferine müşteri bulabileceği bile şüphelidir.
Elon Musk'ın Twitter'ı alması farklı bir sektör (bilişim) olduğu ve farklı sebepler (ifade özgürlüğünün korunması, anti-woke ajanda vb.) ileri sürüldüğü için uzaya seyahat konusuyla paralellik göstermeyebilir.
Alper Gezeravcı farklı ülkelerden kalabalık bir astronot grubuyla birlikte seyahatini gerçekleştirdi. Dönüşünde de sünnet çocuğu gibi yerel seçim kampanyalarında oradan oraya dolaştırıldı. AKP 23 yıllık tarihinde ilk defa bu seçimlerde 2. parti olduğu için Gezeravcı'nın istenen etkiyi yapmadığı ileri sürülebilir.
Kennedy'nin sözlerinde ve Apollo Projesi'nde niye sürekli bir keramet arıyorsunuz? Reagan'ın Star Wars girişiminin bir anlamı var mıydı? Erdoğan'ın "çılgın projesi" Kanal İstanbul'un rant yaratmaktan başka makul bir açıklaması var mı?
Kesinlikle "Çin'in dünyadaki 190 ülkeyi komple cebine koyması" daha etkili yoldur. Sovyetler Birliği uzaya ilk çıkan devletti, SSCB 1990 yılında dağılırken Gagarin'in, Sputnik 1'in vs. vs. herhangi bir anlamı ve faydası kalmış mıydı?
Sorular çok net aslında:
- Ay’a, insan denen organizma sorunsuz bir şekilde gidebilmiş mi ve orada belli bir süre için de olsa ölmeden kalabilmeyi başarabilmiş mi?
- Yine aynı insan, Ay’dan Dünya’ya sorunsuz bir şekilde dönebilmeyi başarabilmiş mi?
- Tüm bu olayların gerçekleştiğine dair şüpheden uzak somut bir kanıt eğer bugüne kadar ortaya konulamadıysa, Ay’a gidilip dönüldüğüne inanmanın, Uçan Süpürge’ye yahut Superman’a inanmaktan belirgin bir farkı olduğunu söyleyebilmemiz mümkün müdür?
Cevaplar da çok net aslında:
- Evet, başarılmıştır.
- Evet, sorunsuz bir şekilde dönülebilme başarılmıştır.
- "Bu olayların gerçekleştiğine dair şüpheden uzak somut kanıtlar" olduğu için bu konuyu Uçan Süpürge veya Süperman'a inanmakla eş tutmak abestir.
Burada detaylı anlatılmış:
https://www.scientificamerican.com/article/why-is-it-so-much-harder-for-nasa-to-send-people-to-the-moon-now-than-it-was-during-the-apollo-era/
Apollo programının maliyeti de 290 milyar dolar, iddia ettiğinizin çok üstünde. NASA'nın federal bütçe içindeki payı da uzay yarışı dönemine göre üçte bire inmiş durumda.
Hocam size saygım sonsuz ve yıllardır ilgiyle takip ederim, fakat bu komplo teorilerini bıraksanız keşke.
Bir de rica etsem, yazdığım notta hangi "komplo teorilerini" tespit ettiğinizi kısaca açıklar mısınız?
Apollo seferlerinin sahte olduğuna dair dünyada oldukça yaygın ve gitgide yaygınlaşan bir tez var. Bu tez doğru mudur değil midir bilmiyorum, bilemem, sizin de bildiğinizi sanmıyorum. Sadece bu tez ALEYHİNE ileri sürülen bir dizi gerekçenin geçersiz olduğuna işaret ettim. Yazıda sizce (bütçeye ilişkin zayıf itirazınız dışında) yanlış olan nedir?
Grok şöyle diyor. Yoksa siz Yapay Zeka'ya inanmıyor musunuz? :))
Q: How much did the Apollo moon landing program cost? How much does that make in today's dollars?
A: The Apollo moon landing program cost about $25.4 billion from 1960 to 1973, according to NASA's historical records. Adjusting for inflation to 2025 dollars, using the Consumer Price Index (CPI) and other economic data, this equates to approximately $150–$200 billion, depending on the exact methodology. For context, NASA's budget in 2025 is around $25 billion annually, so the Apollo program at its peak consumed a much larger share of federal resources than modern space efforts. If you want a breakdown of specific costs—like hardware, R&D, or operations—I can dig deeper.
Q: How much did the final Apollo flight to the moon cost?
A: Based on historical records, the average cost per Apollo mission (covering development, hardware, and operations) was roughly $1.5–$2 billion in early 1970s dollars. Apollo 17, being one of the later missions with refined processes and reused technology, likely leaned toward the lower end of that range, around $1.5 billion at the time.
hocam uzay bilimlerine dair t24’te çok güzel yazıları olan günenç hanım sizin sorularınızın cevaplarını birkaç yıl önce vermişti;
https://t24.com.tr/yazarlar/gunec-kiyak/50-yil-sonra-ay-a-donus,37353
Hangi sorunun cevabını verdiğini anlamakta güçlük çektim. Güneç hanımı ilgilendiren konu Apollo seferlerinde sadece erkek astronotlar görev alırken 2025'te [!] aya kadın astronot gidecek olması.
Hani akşam gidecek bar seçiyorsak makul bir kriter olabilir de, uzay yolculuğunda kel alaka...
yazıdan bir bölüm: "Apollo uzay aracı 1969 ve 1972 yılları arasında, 12 astronotu Ay'a taşıdı ve tümü erkek olan bu astronotlar Ay yüzeyinde yürüyerek altı görev gerçekleştirdiler.
Bu süreçte 10 üzerinde ülke Ay'a uzay aracı göndererek 100'den fazla keşif uçuşu yaptılar; bunlar içinde dokuz mürettebatlı uzay aracı Ay'a uçtu ve geri döndü.
Daha sonra Ay'a ilgi azaldı ve NASA, 1972 yılında Apollo serisi Ay programını durdurdu."
Bu önermelerin ne anlamda bana cevap teşkil ettiğini anlamaktan acizim.
Wikipedia'nın "Third-party evidence for Apollo Moon landings" maddesi okumaya değer. Ay taraflarına 1972'den sonra adam gönderilmese bile Çin dahil çeşitli ülkelerden fotoğraf çekebilen ve aya gidildiğini doğrulayan makineler gönderiliyor bugüne değin. 1977'de Sovyet radyo teleskonu RATAN-600, Amerikalı astronotların ay yüzeyine yerleştirdiği ALSEP vericilerini gözlemliyor.
https://en.wikipedia.org/.../Third-party_evidence_for...
Makalede sözü edilen tanıklıkların hepsini üşenmeden orijinal kaynaklarına dek takip etmeye çalıştım. (Google Translate sağ olsun, Rusça ve Koreceyi dahi okuyabiliyoruz.)
İstisnasız hepsinin şüpheli, muğlak, kanıt değerinden yoksun veya düpedüz konuyla alakasız oldukları sonucuna vardım. Örneklerin birçoğu ay yolculuğuyla değil uzay araçlarının dünya yörüngesine çıkışı veya yörüngeden dönüşü ile ilgili. "İzledik" diyenlerin çoğu ay yolculuğunu değil yörünge uçuşunu izlemiş. Makaleler saçma sapan popüler bilim dergilerinde yayınlanmış. İnandırıcı görünen tek kanıt Hintlilerin çektiği ileri sürülen fotoğraf, onu da fotoşoplamak çocuk oyuncağı.
Çok güzel bir akıt yürütme. UFO işine de girmenizi bekliyoruz.
Bu konuda etraflıca ve temkinli bir yazı:
https://www.bernardokastrup.com/2024/01/uaps-and-non-human-intelligence-what-is.html
Ayrıca Jacques Vallée'nin kitapları.
Yalnıza bir operasyon olamayacağı konusunda iktisatçı Robin Hanson konuşuyor. Bir yerde operasyon olduğunu kabul ederek Rusya ile ortak bir operasyonun bütçesini hesaplıyor. Olamayacağı sonucuna varıyor.
Okudum ve inanma ihtimalim biraz daha azaldı.
Tamamı dedikodudan ibaret veriler (Kongre ifadesinde dedi ki...) üzerine kurulu fantastik bir hipotez.
Devletlerin ve bilhassa Amerikan devletinin doğrudan çok yalan konuştuğu gerçeği baypas edilmiş.