Sevan bey katliamdan Türk’lerin kurtarmayı başardığı Ermeniler de var. Devede kulak da olsa bahsetmeye değer bence.
Annemin dedesi Adana’da kıyım başladığında, tanıdığı bir Ermeni terzi hanımı İstanbul’a kaçırabildiklerini anlatmıştı. Ben kendisi de terzi olan büyük teyzemden dinlemiştim.
Bir toplumun geçmişini ve şerefini yok sayıp riyakarlığa düşmesi ne kadar ilginç bir süreç. Bir toplum kesiminin vakti zamanında komşusu, tüccarı, akrabası olan diğer toplum kesimini insan olma vasıfları bakımından yok sayıp katletmesi toplum psikolojisi açısından nelere işaret eder? Enteresan bir konu.
Ayrıca out of context ama Sevan Nişanyan'ın elinden hakiki bir roman görmek isteyen binlerce insan var. Birkaç hafta önceki kitap parçaları çok lezzetliydi.
Bunların dışında insan ömrü belli ve sınırlı olduğu için bu süre dolmadan Sevan Nişanyan'dan serin bir roman okumak arzusunda olan epey fazla insan olduğunu da söylemek lazım.
Yazıda alıntılanan haber ilginç. Ne var ki, başka kaynaklardan da tahkik edilerek doğrulanmaya muhtaç. Bu nedenle bu haliyle yazıyı paylaşmayı uygun görmedim.
Yazı sonundaki "Yazı hoşunuza gittiyse lütfen paylaşınız." ifadesinin "Yazıyı paylaşmayı uygun gördüyseniz lütfen paylaşınız." şeklinde olması, yazı içeriği dikkate alındığında daha isabetli olurdu.
Tarihler yazılı, 14 Ağustos 1920 ve izleyen günler. Haber 20 Ağustos'ta Zonguldak'tan gönderilmiş. Sivas Kongresi'nden önceki haftalar.
Doğruluğundan kuşku duymak için bir sebep göremiyorum. Aynı tarihlerde bütün Anadolu'da benzer olaylar yaşandı. 1915 tehcirinden 5 yıl sonra Bolu'da 600/700 nüfus belki abartılı olabilir, bilmiyorum. Sağ kalanların sayısı her zaman ilk tahminlerden daha fazla çıkar; yani 13 veya 15 kişiden fazlası kurtulmuş olabilir.
1920 katliamlarında not edilmesi gereken husus 1915'teki gibi "ülke savaştaydı, düşmanla işbirliği yaptılar, isyan ettiler vb." bahanelerinin geçersiz olmasıdır.
Sevan bey katliamdan Türk’lerin kurtarmayı başardığı Ermeniler de var. Devede kulak da olsa bahsetmeye değer bence.
Annemin dedesi Adana’da kıyım başladığında, tanıdığı bir Ermeni terzi hanımı İstanbul’a kaçırabildiklerini anlatmıştı. Ben kendisi de terzi olan büyük teyzemden dinlemiştim.
üstad, nazar büyüm'e dair bir şey yazdınız mı? yazdınızsa okumak isterim.
Of hocam ya, içimiz parçalandı
Bir toplumun geçmişini ve şerefini yok sayıp riyakarlığa düşmesi ne kadar ilginç bir süreç. Bir toplum kesiminin vakti zamanında komşusu, tüccarı, akrabası olan diğer toplum kesimini insan olma vasıfları bakımından yok sayıp katletmesi toplum psikolojisi açısından nelere işaret eder? Enteresan bir konu.
Ayrıca out of context ama Sevan Nişanyan'ın elinden hakiki bir roman görmek isteyen binlerce insan var. Birkaç hafta önceki kitap parçaları çok lezzetliydi.
Bunların dışında insan ömrü belli ve sınırlı olduğu için bu süre dolmadan Sevan Nişanyan'dan serin bir roman okumak arzusunda olan epey fazla insan olduğunu da söylemek lazım.
Sn. Nişanyan,
Yazıda alıntılanan haber ilginç. Ne var ki, başka kaynaklardan da tahkik edilerek doğrulanmaya muhtaç. Bu nedenle bu haliyle yazıyı paylaşmayı uygun görmedim.
Yazı sonundaki "Yazı hoşunuza gittiyse lütfen paylaşınız." ifadesinin "Yazıyı paylaşmayı uygun gördüyseniz lütfen paylaşınız." şeklinde olması, yazı içeriği dikkate alındığında daha isabetli olurdu.
Selamlarımla
Farklı bir tez bulabilirseniz paylaşmanızı isterim.
1920 yi göremedim...
Hangi tarihte olmuş? Doğruluğuna dair sizin görüşünüz nedir ve neden?
Tarihler yazılı, 14 Ağustos 1920 ve izleyen günler. Haber 20 Ağustos'ta Zonguldak'tan gönderilmiş. Sivas Kongresi'nden önceki haftalar.
Doğruluğundan kuşku duymak için bir sebep göremiyorum. Aynı tarihlerde bütün Anadolu'da benzer olaylar yaşandı. 1915 tehcirinden 5 yıl sonra Bolu'da 600/700 nüfus belki abartılı olabilir, bilmiyorum. Sağ kalanların sayısı her zaman ilk tahminlerden daha fazla çıkar; yani 13 veya 15 kişiden fazlası kurtulmuş olabilir.
1920 katliamlarında not edilmesi gereken husus 1915'teki gibi "ülke savaştaydı, düşmanla işbirliği yaptılar, isyan ettiler vb." bahanelerinin geçersiz olmasıdır.