24 Comments
Commenting has been turned off for this post

"Müslümanlık 18. yy’da ideolojik cazibesini kaybetmeye başladığında önce Rumlar, sonra Ermeniler, milli kimliklerini koruyarak imparatorluk seçkinleri arasında yer almaya yeltendiler. Fakat bunu yaparken, Avrupa’nın da teşvikiyle, ayrı millet-ayrı vatan hayalini terk etmeyi başaramadıkları için yenildiler."

Bu önermeye 3 nokta eklemek isterim:

1) Osmanlı'nın müslüman ahalisi ve özellikle yönetici sınıfı hristiyanları eşit vatandaş olarak kabul edemedi. Yüzyıllardır kültürün omurgasını oluşturan, siyasi ve ekonomik iktidar dengelerini belirleyen "müslüman üstündür" ilkesinden vazgeçmek, kendi varlığını lağvetmek demekti. İmkansıza yakındı.

2) Müslüman yönetici sınıf vasıfsızdı. Daha zengin, eğitimli, bağlantılı hristiyanlar eşit vatandaş olduğunda siyasi gücün de hristiyanlara geçeceği barizdi. Müslümanlar de facto ikinci sınıf olacaklardı.

3) Ortodoksları milli devletler kurmaya teşvik eden Avrupa değil Rusya idi. Doğal olarak. Hem Ortodoks kardeşliği, hem de sıcak denizlere inme işi. BK ve Fransa kamuoyunun ve elitlerinin Antik Yunan'dan dolayı Rumlara bir sempatisi vardı tabii ki, ancak Rusya'nın tercihleri ve faaliyetleri daha belirleyici oldu.

Ortodoksların milli devletler kurmaktan başka çaresi kalmamıştı.

Eğer Osmanlı, "müslüman üstündür" ilkesinden vazgeçip bir federasyona dönüşse idi; müslümanlar da devlet yağması yerine ticaret ve sanayi ile uğraşmayı deneselerdi belki Osmanlı yaşar, ulus-devlete alternatif bir düzen önerebilirdi. Halamın testisleri olsa babında.

Expand full comment
Apr 3, 2022·edited Apr 3, 2022

bu yazıda atıştırmalık çok güzel bilgiler var ama maalesef ele gelir bir arguman yok. Nişanyan’ın yapmaya çalıştığı arguman her tarafından dökülüyor.

Birkaç örnek.

Zastava bugün yok ise Yugoslavya parçalandığı için değil, insanların tercih etmemesi sonucudur. Nişanyan’ın dediği gibi, “Elbette benim de imkanım olsa Zastava yerine BMW tercih ederim.”

İmkanı olmayanlara imkanları dahilinde ucuz ve Zastava’dan daha kaliteli arabalar olduğu için Zastava bitmiştir. Ciddi bir yatırım programıyla geliştirilmesi de mümkün değildi, çünkü o sistem içinde o yatırımı yaptıracak ekonomik teşvikler (incentives) yoktu.

“devrim niteliğinde savaş uçakları tasarlama olanakları yoktur” Yanlış. Bakınız Türkiye’nin Bayraktar SİHA başarısı.

“Ukrayna savaşında Ruslara yakınlık duymamın ana sebebi bu değil, daha ziyade Amerika’nın küresel hegemonyası ile ilgili kaygılarımdır. Ayrı mevzu.”

Bence bu ayrı bir mevzu değil. Nişanyan’ı takip eden, burada karşı yorum yapan pek çok kişinin hayal kırıklığını açıklayan cümle bu. Benim de Nişanyan’ın son yazılarını bir bağlama oturtmama yardımcı olan bir cümle.

Kendisi de dediği gibi ABD’den hazzetmediği için Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinde Rusya’yı tutuyor. Bu tarafgirlikle, bu konudaki yazılarında hep Rusya’yı haklı çıkarmaya çalışacak seçmece örnekler veriyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden bir tanesi, “Bile isteye mi savaşa gittiler, şuursuz muydular” yazısında Naom Chomsky’ye verdiği şu referans:

“Noam Chomsky her koşulda Amerikan emperyalizmine karşıdır, o yüzden görüşleri iskonto edilebilir. Ancak NATO’nun Ukrayna politikasının savaşa yol açacağını 2015’te net olarak görmüş.”

ve fakat aynı Amerikan karşıtı Chomsky’nin Rusya’nın Ukrayna’da savaş suçu işlediğini söylediğini söylemiyor:

https://truthout.org/articles/noam-chomsky-us-military-escalation-against-russia-would-have-no-victors/

Bu yazısında da Rusya’nın medeniyetinden övgüyle bahsediyor (ki bilime sanata katkılarına yapılan haklı bir övgüdür) ama Rusya’nın katliamlarla dolu tarihinden bahsetmiyor.

Rusya-Ukrayna meselesi üzerine yazılarından ilginç bilgiler edinmemle birlikte, bu bilgiler atıştırmalığın ötesine geçmiyor. Argumanların ise maalesef ele gelir bir tarafı yok. Şaşırmışlık ve hayal kırıklığı ile izliyorum.

Expand full comment
Apr 3, 2022·edited Apr 3, 2022

Bu arada aklıma başka bir fikir geldi. Londra beldiye başkanının bir Paki olduğunu, Moskova'da bir Tatar'ın belediye başkanı olmasının imkansız olduğunu düşünürken keşke Sevan İzmir belediye başkanı olsa diye düşünürken buldum kendimi. Bu işi Sevan'dan daha iyi yapabilecek birini düşünemiyorum. İzmir'in estetiğini ortaya çıkarır, kimlik kazandırır, çağ atlatırdı. Kültür turizmini de şahlandırır, kent ekonomisini büyütürdü. Eminim. Günün birinde Türkiye'ye dönebilirsen aday ol. Sandığından fazla destek bulursun.

Expand full comment

1) Rusya'nın kendine özgü bir farklılığı yok. Roma'da da bir Ermeni, Arap, Hispanik, Kelt, Germenik, Kartacalı imparator, ordu komutanı,vb olabilirdi. Osmanlı'da da. Çin'de de. ABD'de babası müslüman olan bir Kenyalının başkan olması veya 19 yaşında ABD'ye göç etmiş bir Alman'ın dışişleri bakanı olması, Almanya'nın tarım bakanının bir Türkiyeli olması nitelik olarak farklı örnekler değil. Tuva'nın tüzel varlığı Şoygu'nun durumunu "Özal da Kürttü"den farklı kılmaz. Sonuçta resmi ideolojiye ve establishment'a biat etmiştir hepsi.

2) Bir sistemin başarısı devlet görevlerine kimin gelebildiği ile ölçülmez. Orta boy bir şehirdeki çalışanın/esnafın hayat kalitesi, mutluluk seviyesi ile ölçülür

3) Zastava'nın marka olarak yok olmasının Yugoslavya'nın dağılması ile ilgisi yok. Volvo da battı ve Çinliler markası için satın aldı. BK'da da otomotiv sanayi yok. Toyota da GM'i iflasa götürdü. Buna serbest piyasada rekabet diyoruz. Rekabet edebilen ayakta kalıyor, edemeyen kalamıyor. Serbest piyasa kötüdür diyorsan o başka bir tartışma konusu. Yugoslavya, Rusya veya Ukrayna ile ilgisi yok.

4) VW'in Yugoslyavya, Rusya, Ukrayna pazarlarında satış VE ÜRETİM yapması için buralarda savaş çıkmasına gerek yok. Zaten faaliyet gösteriyor(du). Yerli markaları da olan Çin'de pazar lideri mesala.

5) VW bir Alman markası değildir. Küresel bir markadır. Fabrikaları sadece Almanya'da değildir. Mesala Çin'de de fabrika açar. Türkiye'de de açacaktı. Zeki, başarılı Çinli bir otomotiv mühendisi ister Çin'de, ister Almanya'da, ister Türkiye'de VW'de çalışabilir. Önünde hiçbir engel olmaz. VW'nin yerel üretim kültürünü yok ettiği iddiasının bir temeli, dayanağı yok.

6) Bir Hırvat otomotiv mühendisi için de tek seçenek Zastava değildir. VW'de de çalışabilir. Zastava'nın sunacağı koşullardan çok daha iyi koşullarda üstelik. VW'nin eski Yugoslavya'da Zastava'ya göre çok daha fazla iş olanağı yarattığına da emin olabilirsin. Bir mühendis için sahipliğin milliyetinin önemi var mı? Kaldı ki sahiplik de artık uluslarüstü. İstersen sen de VW hissesi satın alabilirsin. İstediğin kadar alabilirsin. VW'de oy hakkının %17'si Katarlılarda.

7) Ulus-devletler, insanları bir hükümdarın kulu olmaktan çıkarıp bir milletin eşit haklara sahip bireyleri yapma iddiasında idiler. Olmadı. Tersine yerel oligarşiler daha da egemen oldular. Bireysellik ve çoğulculuk bastırıldı. Başarısız ve kısıtlayıcı bir deneyim olmakta ulus-devlet. Buna katılıyorum. Alternatifin ise yoz oligarşilerin şahikası olan Rusya modeli olmadığı bariz bana göre.

8) Senin de bahsettiğin gibi şehir-devletler en iyi modeller olmuş tarihte. Fenike, Antik Yunan, Rönesans İtalyası, Anadolu beylikleri. Bunlar insanların görece serbest, zengin, üretken, katılımcı, enerjik olduğu dönemler.

9) Ukrayna'da insanlar ölüyor. Onbinlerce insan ölüyor. 45 milyonun hayatı mahfoldu. Bu önemsiz bir ayrıntı imiş gibi davranma. Hiçbir sistem bu bedele değmez. Kaldı ki

a) Ortada sistem savaşı falan yok. Kendi halkını soyan bir oligarşinin başındaki bir diktatörün ıslak rüyaları var sadece. (Üstelik lükse ve şatafata meraklı görgüsüz, paçoz bir oligarşi)

b) Ukraynalılar kendileri için neyin iyi olduğuna kendileri karar verir. Sen, ben, Putin karar veremez.

Expand full comment

Avrupa Birliği kurum ve kuralları için aynı çerçevede bir yazınızı merakla bekliyorum.selam ve sevgilerle Süleyman

Expand full comment

Skype diye bir program var belki duymuşsunuzdur. Bu programı 3-4 Estonyalı mühendis mütevazı imkanlarla ürettiler. İsveç- Danimarka ortaklığıyla dünya çapında kullanılan bir ürüne dönüştü, Amerikalılara milyarlarca dolara sattılar.

Birkaç kıçıkırık ulus devlet bunu yapabilirken koca Rus Medeniyeti bu seviyede bir yazılım çıkartamaz mı? Tabi ki çıkartır: Telegram! Ama maalesef telegramın kurucusu ve halen sahibi Durov Rusya'da ikamet edemiyor. Gerekçesini kendi şöyle açıklıyor:

"Nine years ago I was the CEO of VK, which was the largest social network in Russia and Ukraine. In 2013, the Russian security agency, FSB, demanded that I provide them the private data of the Ukrainian users of VK who were protesting against a pro-Russian President. I refused to comply with these demands, because it would have meant a betrayal of our Ukrainian users. After that, I was fired from the company I founded and was forced to leave Russia."

Durov şu anda Saint Kitts and Nevis vatandaşı. (En azından ulus devlet değil, koloni.)

Satranç şampiyonu demişsin. Şimdiki satranç şampiyonunun Norveç'te yaşayan bir Norveçli olması bir yana, Kasparov un hikayesini ne yapacağız? Adam Rus olmadığı halde kendisini Rus olarak tanımlıyor. Fakat Putin'in kıçını yalamadığı için o da kovuldu. Kendisi lanet bir ulus devleti olan Hırvatistan vatandaşı.

Demokrasi, ifade özgürlüğü, can ve mal güvenliği olmadıkça fikri ve vicdanı hür insanlar bu "Rus Medeniyetine" dahil olmak istemiyorlar. Bu kavramları batıdaki mevcut halleriyle kullanıyorum, idealize bir şekilde değil. Evet batı demokrasisi mükemmel değil, covid politikasına itiraz eden insanların Twitter hesapları banlanıyor. (vah vah) Fakat Rusya'da şu anda 140 MİLYON insan şu sitelere erişemiyor: Instagram, Facebook, Twitter, onlarca uluslararası haber sitesi... Wikipedia henüz engellenmedi, sadece tehdit ediyorlar.

İnsanlığa katkıdan bahsederken verilen olumlu örneklere bak: KGB kurucusu, savunma bakanı, dışişleri bakanı, Stalin!, Ramazan Kadırov!! Devlet gücünü kullanarak insanlara şiddet ve baskı uygulamak konusunda en uzman kişiler. Oldu olacak Lavrentiy Beria da yazsaydın.

Expand full comment

Sayın Nişanyan, kavramlarınız milliyetçilerin milliyetçilik hakkındaki kavramları. Haddim olmayarak bu konular üzerine son zamanlarda yazdığım henüz devam eden bir seri yazımı önereceğim. Gerçi siz Marksizmi ciddiye almazsınız ama benimkisi başka bir Marksizm, ezber bozanından. Hani diyorsunuz ya, bir de öbür tarafından bakmak lazım. Belki böyle bir yararı olabilir. Belki yeni bir pencere açabilir. Şu ana kadar altıncısını yazabildiğim, sonuncusunun başlığı "Gericinin Gericisi Ulusçular Olarak Marksistler ve Marksizm (Marksizm’in Yeniden İnşası – 06)" olan yazılar bloğumda bulunuyor:

https://demirden-kapilar.blogspot.com

Şuradan da eski ve daha geniş bir versiyonu indirilebilir:

https://disk.yandex.com.tr/i/PmO_LbQKdojvAA

Expand full comment
Apr 2, 2022Liked by Sevan Nişanyan

Makedonya yazısı için yorumlar kapatıldığından buradan yazıyorum. Hitler’in Makedonya’nın Arnavutça konuşan Batı şeridini Arnavutlara, geri kalanını da Bulgarlara vermesi, yine II.Balkan Savaşında Bulgarlardan gaspedilen Ege’ye çıkış hakkını da iade etmesi ömrü boyunca yaptığı tek düzgün işti herhalde. Bugün dahi olması gereken budur. Neticede aynı dili konuşan Bulgaristan ve Makedonya’nın iki ayrı ülke olmasından daha saçma ne olabilir? Ve Bulgar azınlık evet, Palikarya’nın konuşmaktan nefret ettiği bir konudur. Esasen tarih kitaplarında Yunan İç Savaşı diye anlatılan şey, özellikle son iki yılında Bulgar azınlığı imha savaşından başka bir şey değildi. Bu Komünistlerin Leonidas Kyrkos diye değişmez bir moruk liderleri vardı. Hâlâ sağ ise Ondan sorulabilir.

Öte yandan Bulgar azınlık Yunan siyasetinin yegâne tabusu da değildir. Bağımsızlığın bilek gücüyle değil, büyük devletlerin himmet ve inayetiyle elde edilmesi, güvensizlik ve aşağılık kompleksiyle beraber hemen her konuyu tabu haline getirmiştir. Mora soykırımı, Anadolu’dan gelenlere yapılan ırkçı muamele, Rodos ve İstanköy Türkleri, Selanik’te kalmış Osmanlı bakiyesi 50 bin Musevi’nin isim isim Nazilere ispiyonlanıp Auschwitz’e gönderilmesi, Halkın ilik ve kemiklerine işlemiş minare kompleksi ve Batı Trakya hâricinde kalan BÜTÜN minarelerin traktörlerin arkasına halatlar bağlanarak yıkılması, Düzinlerce yargı kararı ve AB’nin sopa zoruyla nihayet (Atina’nın 10 km dışında) inşa edilen –ve daha ziyade bir soğuk hava deposunu andıran- sözde caminin minaresiz yapılması ve saire. Daha da sayarım da akşam akşam kimsenin asabını bozmayalım. BB

Expand full comment
Apr 3, 2022·edited Apr 3, 2022

Aynı dili konuşan insanların tek bir ülkede yaşaması gerektiği iddiasının temeli yok. Fiili durum öyle değil. Örn: Almanya-Avusturya-İsviçre, Çekya-Slovakya, Ukrayna-Rusya, Bosna-Hırvatistan-Sırbistan, Latin Amerika-İspanya, Brezilya-Portekiz, İrlanda-BK-ABD-Kanada-Avustralya-Yeni Zelanda, Malezya-Endonezya-Filipinler, Kenya-Tanzanya-Uganda-Güney Sudan,Arap ülkeleri, İran-Tacikistan, Fransa-Belçika (Wallon)-İsviçre (Romande)-Kanada (Québec). Teorik olarak da niye dil, bir ülkenin temeli olsun? Gerekçesi ne?

Expand full comment
Apr 2, 2022·edited Apr 2, 2022Liked by Sevan Nişanyan

1. Buradaki şahane argümanlar, neden olası bir Ukrayna yenilgisi sonrası Rusya'nın dağıtılmaması ve onbinyıllık insan medeniyeti namına korunması gerektiğini çok güzel açıklıyor, bu anlamda tam katılıyorum. Rusya'nın bir medeniyet projesi anlamında bence de bariz olan ve gözbebeği gibi ama eleştirel şekilde korununması (ve dönüştürülerek demokratikleştirilmesi gereken) üstünlüğü, .. her hangi nedenle olur ise olsun ayrılmayı, yani homojenliği, aptallaşmayı her ne derseniz deyin, seçmiş olan komşusunu bu şekilde işgal edip hayatlar söndürmesini haklı ÇIKARMAZ. nokta. 2. Rusya'yı ciddi şekilde karşılaştırmaya tabi tutacak isek, işi 18 yy dan itibaren bizzat kendisinin söndürdüğü veye mücadele ederek güdükleştirdiği a. Polonya/Litvanya, b. Avusturya/Macaristan, c. Osmanlı d. Iran çok etnili çok dinli çok kültürlü imparatorluklarından bağımsız değerlendiremeyiz. ve oralarda daha edecek çok laf var. 3. Hiç birine değinilmese, şunun hakkı verilebilirdi: Osmanlı bu meseleye Rusyadan önce uyandı ama coğrafyası ve başka handikapları icabı geç kaldı, yırtamadı. Rusya'yı ise İmparatorluğun herhangi bir politikası değil, bal gibi Lenin'in (Putin in nefret ettiği) siyasi dehası kurtardı, dönüştürerek bugünlere taşıdı. Sovyetlere sıcak bir selam sırf bunun için iletilebilirdi sanırım. (Nişanyan kendi Lenin kıraatini tam burda hatırlayabilir) 4. ABD belasını sorun edip (Kİ PÜSKÜLLÜ BELA, E V E T) Çin belasını es geçmek çok büyük aymazlıktır. Uygarlk tarihi babında Rusyanın karşı modeli ne ABD ne de atomize Ulus devlet meselesinin bela olduğunu yarm akılla da olsa kavramış Avrupadır: (yani batı'dır) Çok etnili çok kültürlü çok dinli bir diğer imparatorluğu insanlk tarihinin en rafine soykırım yöntemleri ile en ahmak ve en kitlesel ulus devlete dönüştürmeyi nerede ise sonlandrmış olan Çin'dir. Rusya ile tanımlanan (henüz pek yarım) Uygarlık projesinin net antitezi şu anda Çin'den başka bir ülke değildir. 5. Bu durumun ABD gibi ticari savaş gailesi ile değil, uygarlık meselesi icabınca önemini kavramış siyasi unsurlarin iyi kötü varlık gösterdiği yegane coğrafya da Avrupa, özelde "oranın emperyali" Almanya'dır. (hayır AfD değil o özne. Afd Rusyanın en tasfiye edilesi yönüne Putin'de cisimleşen şeye tapıyor, o kadar. Ama diğer tüm partilerde bu yazıdaki argümanları iyi bilen anlayan insanlar bolca var ve bağırlarına taş basarak Putin'e hayır dediler. Gerektiğinde Rusyayı Putine rağmen savunmaya devam edeceklerdir)

Expand full comment
Apr 3, 2022·edited Apr 3, 2022

"Buradaki şahane argümanlar, neden olası bir Ukrayna yenilgisi sonrası Rusya'nın dağıtılmaması ve onbinyıllık insan medeniyeti namına korunması gerektiğini çok güzel açıklıyor"

gerçekten mi? yorumlarınızı ilgiyle takip eden biri olarak, buna çok şaşırdım. Sanki zorlama iyi de birşeyler söyleme çabası gibi geldi.

Expand full comment
Apr 3, 2022·edited Apr 3, 2022

Teşekkür ederim. // belki ilk cümledeki ifade -haklısınız- biraz abarmış olabilir, ama özünde samimiyetle söyledim. Rusya tüm olumsuzlukları ile, bir zamanlar dünyada norm olmuş olan karasal imparatorluk formatının gezegen üstünde kalmış yegane "relikt"idir. Diğerleri kaybolup gitti. Çin, imparatorluğunu tasfiye edip, soykırımlarla ulus devlete dönüşmeyi seçti ve işi bitirdi sayılır. (Belçika kadar bir Uygur halkının 10 yıl içinde gezegende kelaynaklar kadar izi kalmayacak) insanlığın önündeki bir nolu kabustur, Avrasya denen siyasal blokun olmayacak oluşunun da kanıtı. BU rusya hakkında burada dile getirilen tüm olumsuz görüşler doğru, ama yenilmiş bir Rusyayı parçalamadan demokratikleştirmek dünyanın önündeti en önemli siyasal görevdir. Avrupalı siyasetçilerin aklı azbuçuk çalışanları bunun farkında, Putine rağmen yenilmiş bir Rusyayı (=Erdoğana rağmen Türkiyeyi diye de okuyun) nasıl ayakta tutarızın hesabını da yapıyorlar. Günümüzde Polonya/Litvanya'dan, Avusturya/Maacaristan'dan ve Osmanlıdan geriye en sefil, en ahmak ulus devletler kaldı.(yunanlılarinki ve bizimkisi başta) Osmanlının özelliklerini mikro ölçekte olsun sürdüren, daha ilginç nitelili, klasik ulus devletten farklı formatları temsil eden Lübnan, Yugoslavya, Irak ve Suriye 80lerden bugüne, bu sıra ile ya tasfiye edildi ya da işlemez hale getirildi. Sovyetlerden ayrılan cumhuriyetlerde (bariz ve yakın örnek azerbaycan/ermenistan) de kan gövdeyi götürdü. Kalan son mikro/mikro örnek Bosna yoğun bakım/suni teneffüste, sabaha çıkması şüpheli. Gezegen üstünde bu modelin -tüm zaaflarına rağmen- kör topal tarihten miras kalmış (yani avrupa gibi post-ulus devlet mühendislik ürünü olmayan) son örneği gerçekten de Rusya. Bu anlamda gerçek bir tarih ve siyaset labaratuarı. Avrupa iş işiten geçtikten sonra Ulus-devlet ötesini deniyor, çok zor iş. Rusya hiç demokratik değil, ama çok kimlikliliği tarihten gelme, uluslaşma-öncesi bir doğallıkla yaşayabilen bir yer. Hülasa 21. yy ın asli kabusunun aşırı zayıf bir rusyanın dağılması olacağını düşünüyorum. Öncelikli derdim de Avrupe Rusyasınden çok Asya Rusyası, onu da belirteyim. Birileri yine tutar da Nevadalı kovboyların gazına gelip "esir türkleri kurtarma" sevdasına düşerse asıl o zaman yanar bu gezegen. Bi bakmışız, Uygur modeli Hazar kıyılarına kadar copy paste edilerek nerdeyse sınırlarımıza dayanmış, road and belt meğer Çin'in domestik ulaşım projesi imiş. Ukraynalıların kaderlerini tayin hakkına amasız ve tavizsiz evet, Putin işgaline kesin hayır, ama Rusaya'yı dağıtma heveslerine de aman! diyorum.

Expand full comment

Ukrayna özelinde, kendisi ulusüstü bir yapıda olmasına rağmen ulusal devleti destekleyen ABD ile başka bir ulusüstü devlet yapısının dolaylı mücadelesini görüyoruz, savaşın kazananı günümüz dünyasında ister istemez ABD olacaktır, çünkü insanlara özgürlük yanılsamasını, sahip olduğu medya gücüyle çok iyi pompalıyor. Ulusal devlette esasında bu özgürlük yanılsamasının bi parçası, biz özgür şu ırkın devleti olarak varız algısı Westfalya dan farklı olarak aslında son 100 yılın modası. Neredeyse tamamen küreselleşen sermaye ve bunun görünen yüzü sosyal medya vasıtasıyla özgürlük yanılsaması artık İran da Rusya da hatta Çin de. Sermayenin ağaları, yeni dünyada artık pürüz istemiyor, Rusya ve Çin gibi devlet yapılarının planlanan yeni dünyada yeri yok maalesef … İşin sonunda herkesin ırzına geçilecek ama işin ilginç tarafı herkes bundan mutlu olacak, belki de farkında olmadan istediğimiz budur … herkes pozisyonunu alsın …

Expand full comment

"Dar ulus milliyetçiliğinin herhangi bir ulusa mutluluk getirdiği nerede görülmüş?"

Estonya,Letonya,Litvanya,Polonya,Macaristan,Çekya,Slovakya,Slovenya,Hırvatistan. Bağlam o olduğu için Rus/Komünist boyunduruğundan kurtulup, zenginlik ve özgürlüğe kavuşan ülkeleri yazdım, İsrail, Japonya, Kore vs. de sayılabilir.

Expand full comment

Bir zengin ve özgürler ki sorma... Polonya falan:)

Expand full comment

Sevan hocam yana yakıla Rusya'nın işgaline argüman bulmaya çalışıyor. Şimdikinde, ulus devlet nedir kafası basmayan Rusya, kucak açmış Ukrayna'ya "gel sen de çok keyif alacaksın, çocuklarımız birlikte uçak filan yapar" diyor, ama nankör Ukrayna bu muhteşem adam olma fırsatını anlamayıp, anında vereceğine, tutmuş bir de direniyor.

O zevki 1936'da tattığı için olmasın?

Expand full comment
author

Türkiye'de haber kaynaklarınız kısıtlı ve tek yanlı olduğu için, hadisenin başka toplumlarda nasıl algılandığından habersizsiniz. Dünya kamuoyunun Batılı olmayan büyük bir çoğunluğunun neden Rusya'yı haklı bulduğunun farkında değilsiniz.

Expand full comment

Sevan Hocam,

Sizin ülkemizden ayrılmak zorunda bırakılmanızdan sonra haber kaynakları konusunda çok bir değişiklik olmadı. En azından twitter'a bir süredir yasak filan gelmedi.. Eskisi gibi giremediğimiz siteler var ancak onlara da VPN vs bir çözüm buluyoruz. Yani erişim anlamında bir sorunumuz olduğu söylenemez.

Buyurduğunuz gibi, bir kaç "batılı" yabancı dil haricinde tamamen ümmi sayılabileceğim için, sizin aşağıda saydığınız Çin, Hindistan, İran vs gibi ülkelerin çok değerli, bağımsız ve tarafsız yayın yapan kanallarını birinci elden izleyemiyorum. Ancak sağolsunlar burada da sosyalist arkadaşlar devreye giriyor ve duydukları/ bildikleri, işlerine yarayabileceğini düşündükleri her türlü argümanı büyük bir keyifle önümüze getiriyorlar, (o kadar fanatikler ki, sanki soğuk savaşta Amerikaya karşı değil de, ikinci dünya savaşında Almanya'ya karşı mücadele veriyorlar. Burada Putin de Stalin figürü oluveriyor elbette). Bir kaç tanesi de, siz de izliyorsunuzdur, blogunuzun düzenli mikserleri olarak görevlerini ifa etmekteler.

Demem o ki, sizin elinize su dökemeseler de, farklı görüş anlamında çok bir şey kaçırdığıma ihtimal vermiyorum. Bu ülke kamuoylarının görüşünün de hadisenin gerçeğinin ne olduğu konusunda çok bir şey değiştirdiğini sanmıyorum.

Bu fırsatla, nacizane bir kaç sorum olacak:

1. Öncelikle Rusya'nın askeri işgalini kabul etmek (ve/veya haklı bulmak) bundan önce Amerika'nın yaptığı ve karşı olduğumuzu düşündüğüm tüm eski pisliklerini (Domuzlar Körfezi, Vietnam, Panama, Irak vs) de haklı duruma getirmiyor mu? (isterseniz İsrail, Çin, Ermenistan, Yunanistan, Osmanlı İmparatorluğu vs'yi ve yaptıklarını da listeye katabiliriz). Yoksa onlar başka, bu başka mı?

Bu yaklaşımla, "ileride bir gün güvenlik tehdidi oluşması ihtimali olaşabileceği riskini" hisseden(!) büyük gücün kafasına eseni yapmasının yolu açılmıyor mu?

2. Velev ki haklısınız ve Amerika Ukrayna üzerinden yaptıkları ve yaptırdıkları ile Rusya'yı büyük bir tehlikeye düşürmek üzere. (Grave Danger? Is there another kind?). Dünyanın bütün sistemi değişecek ve Amerika tek hakim güç olacak (Zaten 1990 ile 2010 arasında öyle değil miydi?)

Bu sorunu çözmenin tek yöntemi karşındaki ülkeyi işgal etmek midir? Hadi diplomasi filan demeyeyim, ne bileyim, bir kaç askeri tesise operasyon yapılsa veya buyurduğunuz 30 kimyasal tesisi havaya uçursalar yeterli olmaz mıydı? (Size de Weapons of Mass Destruction efsanesini anımsatmadı mı? Ne zaman böyle mesnetsiz bir iddia ortaya atılsa, küçük ülkede yüz binler ölüyor). Ukrayna dersini almazsa, artık alana kadar, askeri havaalanları, limanları, sivil hedefler vs diye sürer giderdi konu... Avrupa'ya zaten "adam olmazsan artık gaz vermeyeceğim" dediğinizde, "o zaman biz de Ukrayna'ya destek olmak için 5000 adet kask göndeririz" zavallığındalar.

3. Rusya (hadi Putin diyelim), hata yapmış olamaz mı? Gereğinden fazla ileri gitmiş, Amerika'nın tuzağına düşmüş, gereksiz güç kullanmış, kendi gücünü abartmış, tarihi bayağı eskimiş medeniyet vizyonuna çok bel bağlamış, Ukrayna'lıları hafife almış vs olamaz mı? Sizin kendinizi bu kadar tek yanlı tek bir tarafa ciro etmeniz ne kadar doğru? Ortalık zaten "Russian Shill" kaynıyor, KGB on yıllarca çok da boş durmamış, kendinizi o kişilerle aynı resme sokmasanız daha iyi olmaz mıydı?

4. Son olarak bu işin bir de "de jure" bacağı var. (Wig takan adam konuşmadan konu kapanmaz). Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda (yaaa bir de böyle bir örgüt var, siz pek bahsetmeseniz de, aldıkları kararların bir kısmını hukuk niyetine kullanan ülkeler olduğu söyleniyor), 141-35-5 gibi bir şekilde konuyu işgal kapsamına sokuverdi. (O 5 ülkenin isimlerini saymayayım da mahçup olmayın isterseniz).

Özetle sevgili hocam, fark etmişsinizdir, uzun süreli takipçilerinizin önemli bir kısmı bu konuda iyi bir çizgi tutturmadığınız düşüncesinde.

Selamlarımla,

Expand full comment

Türkiye'de kısıtlı ve tek yanlı haber kaynakları tarafsız gibi görünüp Rusya'dan yana taraf. Sabah, Y.Şafak, Hürriyet, Sözcü, Cumhuriyet, Birgün, Akit, atv, ahaber, CNNTürk, NTV hepsi böyle. Nitekim Metropoll'ün son araştırmasında Ukrayna'daki durumdan ABD'yi sorumlu bulanlar %48, Rusya'yı sorumlu bulanlar %33.

ABD karşıtlığı dünyanın geri kalmış bölgelerinde yaygın. Rasyonel değil duygusal sebepleri var. Temel insan psikolojisi: güçlü ve zengin olanı sevmezsin. Herkes hiyerarşide kendi yukarıda olmak ister, bir başkasının olmasını istemez; şu anda önde olanın devrilmesini, kendisinin altta kaldığı düzenin bozulmasını ister.

Expand full comment

Beyefendi, Ukrayna halkı haklı bulmadıktan sonra ne önemi var bunun? Zorla güzellik olur mu? "Dünya Kamuoyunun Batılı olmayan büyük çoğunluğu"(!) kimdir? Kim neresine sallar Onları M.S.2022 yılında? Nüfusunun %90'ı Rusça konuşan Odessa halkı Rusya denizden çıkarma yapmasın diye çoluk çocuk siper kazıyor şu anda; ötesi var mı?

Expand full comment
author

"Dünya Kamuoyunun Batılı olmayan büyük çoğunluğu" Çin, Hindistan, Güneydoğu Asya, Ortadoğu ve Afrika'dır. "Neresine sallar" ifadesi sizin Alabama taşrasından olabileceğinizi düşündürüyor.

Odessa halkı gönüllü mü kazıyor? Kim kazdırıyor? Kaç kişi kazıyor? Bu soruları düşünmemiş olmanız, Alabama köylüsü olmanın ötesinde propagandaya kolay kanan türden Alabama köylüsü olduğunuza delalet ediyor.

Expand full comment

Alabama’nın içindenim; köylüsü değil :)) Kaldı ki haklıdan değil, güçlüden yana olmak bir köylü-şehirli meselesi değil, sadece ahlâk meselesidir. Bu ‘Çin Kamuoyu’(!) dediğiniz, devletin bilgi ve onayı dışında helâya gidebiliyor mu? Hindistan Rusların gözlerine meftun olduğu için mi suskun, yoksa S400 kontratı çöpe gitmesin diye mi? Son olarak, söz konusu ‘Kamuoylarına’ olayları Ukrayna halkı adına değerlendirme yetkisini kim veriyor?

Expand full comment

Yani Ukrayna halkı aslında direnmiyor, Rusya işgalini istiyor ve benimsiyor demek mi istiyorsun?

Expand full comment

Ulus devletten çıkan biri neden satrançta dünya şampiyonu olamasın? Bu ne saçma bir iddiadır böyle.

Expand full comment